Yunus Türkölmez, 'Muzafereddin Gazi Hamamı Taşköprü' başlıklı makalesini okurlarına sundu.
Kastamonulu hemşerimiz ve aynı zamanda Kastamonu Araştırmaları Derneği Başkanı da olan yazar Ufuk Tidim’in, Türk Tarih Kurumu Arşivlerinden yaptığı araştırmalar sonucu bulup çıkardığı, DİJİTAL ARŞİVLERDE KASTAMONU FOTOĞRAFLARI-3 paylaşımını incelerken aralarında Taşköprü’müze ait dört adet fotoğraf olduğunu görüp, ben de oradan alıp sayfamda paylaşmıştım.
Bu fotoğraflardan birisinin açıklamasında “Taşköprü’de Bir Hamam” yazıyordu. Hemen aklıma Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü hocalarından Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu hocamızın bir makalesi geldi. (*) Arşivimden hemen bu makaleyi bulup açtım ve Taşköprü’de saydığı vakıf hamamları ile anlatımlarını yeniden okudum.
Cevdet Yakupoğlu hocamız Kastamonu-Taşköprü’de Çobanoğlu Muzaffereddin Yavlak Arslan Medresesi ve Camii başlıklı makalesinde burada bulunan iki tane hamamdan bahsediyor. İşte orada bu hamamlar hakkında yazılanlar.
“Birisinin Hamam-ı Atîk (Eski Hamam) ve diğerinin de Hamam-ı Cedîd (Yeni Hamam) olduğunu anlatır. Bu hamamlardan birisi günümüzde Muzaffereddin Bey Hamamı adıyla bilinmektedir ve Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından birkaç yıl önce restore edilmiştir. Diğer hamam da elden geçirilmeyi beklemektedir.” (Sayfa 46)
“Yavlak Arslan’ın, medresesinin bitişiğinde yaptırdığı camii, hamam ve çeşmenin Candaroğulları zamanında da Taşköprü halkı için faal olarak hizmet verdiği görülmektedir. 1460 tarihinden sonra başlayan Osmanlı egemenliği döneminde de Kastamonu havalisindeki mimari eserlerin büyük oranda korunduğu ve hizmet vermeyi sürdürdüğü de aşikârdır.” (Sayfa 52)
“Muzaffereddin Gazi’nin yaptırdığı ve gelirleri vakıflara ilave olunmuş hamamın bakımı için, vakıf gelirlerinden pay ayrılmıştır. 1720’lerde Taşköprü’deki Muzaffereddin Gazi Hamamı mahsulünden yevmî 10 akçe gelir, ilgili vakfın bünyesine dâhil durumda idi. 1790’da ise bu hamamın su haznesinin temizliği için vakıf gelirlerinden para tahsis edilmişti.
Taşköprü kasaba merkezinde 1840 yılı itibarıyla Muzaffereddin Gazi Vakfı akarından olarak gösterilen hamamın civarda ikamet eden uygun bir talipliye iltizama verilmesine dair karar alınmıştır.” (Sayfa 59)
“Kastamonu’nun Türkler tarafından fethi ve iskânı ile ilgili çok kıymetli bilgiler verilen Saltuknâme adlı destanî eserde Muzaffereddin Gazi veya Melik Muzaffereddin şeklinde kendisinden övgüyle bahsedilen bu Selçuklu Uç Beyi, Çobanoğulları hükümdarı sıfatıyla Kastamonu ve Taşköprü’ye yatırım yapmıştır. Onun bu kasaba merkezinde inşa ettirdiği medrese, camii, hamamlar, zaviye, çeşme ve bu eserler için tahsis ettiği vakıflar buna dair örnekler arasındadır.
Bu hükümdarın Taşköprü halkının hafızasında ve gönlünde ayrı bir yeri vardır. Bu beyle ilgili halk arasında anlatılagelen bazı menkıbeler tespit edilebiliyor. Buna göre o, yöre insanının gözünde Taşköprü’yü fetih ve imar etmiş, su kanalları açtırmış, kasabaya ruhunu kazandırmış âlicenap bir beydi.” (Sayfa 60)
“Çobanoğulları Uç Beylerbeyi Muzaffereddin Yavlak Arslan’ın 1280’li yıllarda Taşköprü’de yaptırdığı ve bundan kırk yıl sonra Candaroğlu I. Süleyman Paşa’nın yeniden ayağa kaldırdığı Muzaffereddin Camii ve Medresesi, Taşköprü’nün birkaç asır boyunca kalbi ve simgesi rolünü üstlenmiştir.
Bu tesisler Çobanoğullarından, Candaroğullarına oradan ise Osmanlı dönemi Müslüman Türk toplumuna ilmî ve kültürel miras olarak intikal etmiştir. Ancak bu eserler, Cumhuriyet’in ilk yıllarında 1927 yılında Taşköprü’de vukua gelen büyük bir yangınla küle dönmekten kurtulamamışlardır.
Bu eserlerden günümüze hatıra olarak Camiikebir mahalle adı, Yeni Cami, Yeni Hamam, Muzaffereddin Bey Hamamı gibi tesisler ile Muzaffereddin Medresesi kitabesi, vakfiyesi ve diğer bazı vakıf kayıtları kalmıştır.” (Sayfa 64)
Bu okumayı bitirince değerli dostlarım Taşköprülü iki kültür insanımız sevgili Mehmet Tuğcu ile Lütfi Gültekin’in birlikte hazırladığı “GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KADİM ŞEHİR TAŞKÖPRÜ” isimli muhteşem esere baktım. Orada bu hamamlar hakkında yazılanları da yeniden okudum ve bu paylaşımı yapma ihtiyacını hissettim. Verilen bilgi şu idi.

“Taşköprü’deki hamamlardan Muzafereddin Gazi Hamamı adıyla tanınan Hamam-ı Atik yani Eski Hamam 2009 yılında Vakıflar Kastamonu Bölge Müdürlüğü tarafından restore edildi ve halka açıldı.
Yeni Caminin hemen karşısında yer alan ve halen harap halde bulunan Hamam-ı Cedit ya bilinen diğer adıyla Büyük Hamamının (Derbederler Hamamı) restorasyon projesi ise Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından onaylanmış olup çok yakında hayata geçirilecektir.” (Sayfa 57)
Bu okumayı da bitirince belki ilave bir bilgiye rastlarım diye yine arşivimde bulunan Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu ve Ülkü Ayan Özsoy’un birlikte hazırladıkları “TAŞKÖPRÜ VAKFİYELERİ” isimli kitaba baktım. Ancak orada bu cami ve medreseye ait vakıfla ilgi verilen bilgide hamamlara ait ayrıca bir bilgiye rastlamadım. (Sayfa 39-31)

Tarih verilmeyen siyah-beyaz fotoğrafa bakınca önce sanki farklı bir hamam gibi duruyordu. Ancak dikkatlice inceleyince ve gerek Cevdet Yakupoğlu hocamızın makalesinin en sonunda yer alan fotoğrafa ve gerekse Kadim şehir Taşköprü kitabındaki iki fotoğrafa bakınca TTK’nun arşivinde yer alan fotoğraftaki hamamın bu hamam olduğuna kanaat getirdim ve bu yazıyı hazırlayıp sizlerle paylaşmak istedim.
Dostlukla.
*Cevdet Yakupoğlu. “Kastamonu-Taşköprü’de Çobanoğlu Muzaffereddin Yavlak Arslan Medresesi ve Camii”. Tarih Araştırmaları Dergisi, 2017, cilt: XXXVI, sayı: 61, s. 41-74 (DergiPark)

