Halime Özdemir, 'En Son Ne Zaman Kendinize İyilik Yaptınız?' başlıklı makalesini okurlarına sundu.

Sadaka; “Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için ihtiyaç sahiplerine yapılan gönüllü veya dinen zorunlu maddî yardımları, bu çerçevede verilen para ve eşyayı ifade eder.” Sadaka, kişiye zorunlu olmadığı halde kendisini Yaradan’a karşı duyulan muhabbetin bir gereği olarak yapılan her türlü iş ve işlemdir. Bu sebeple sadakada, bir başkasının gönlünü hoş etmek amacıyla gösterilen çaba ve emek vardır.

Sadakayı şöyle tanımlamak da yerinde olur sanki. “Sende olanı olmayana verebilme sanatıdır.” Çünkü sadakanın temelinde “verme” vardır. Sende saygı var mı? Vereceksin… Seven bir kalbin var mı? Dünyaya sevgi göstereceksin… Sende dürüstlük var mı? Dürüstlüğü vereceksin… Sende ahlak var mı? Vereceksin... Sende bilgi var mı? Vereceksin… Sende güzel söz var mı? Vereceksin… Sende başkası için zaman var mı? Vereceksin… Şöyle özetleyecek olursak dünyaya bıraktığımız müspet veya menfi her şey ama her şey, iyi veya kötü fark etmez sadakadır. Kimi kötülükler bırakır kimi iyilikler. Çünkü dünya kurulduğundan beri iyi ve kötü vardır ve o şekilde de sona erecektir.

Din ise müminden şunu ister ki bu konudaki delil açık ve nettir: “… Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun.” (Kasas 28/77) Yani, din insandan iyi ve güzel olanın verilmesini ister. Bu anlamda dini anlayan ve yaşayan da dünyaya iyi ve güzel olanı vermenin derdine düşmeli. Bunu yapabilmesi için de kişinin kendisini tanıması ve bilmesi gerekir. Bundan sonraki adımda da ne vereceği kendiliğinden ortaya çıkar. Allah sana ne ihsan etti ise ne verdi ise sen de ondan bilâücret vereceksin. İşte o verdiğin senin için sadaka olmuş olur.

Sadaka, bütün Müslümanlara emredilmiş bir emirdir. Hiçbir Müslüman, dünyaya kötü veya fesat olacak şeyler bırakmaya hak sahibi değildir. Hz. Peygamber’in dilinden emir kat’idir: “Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir.” (Müslim, Zekât, 55) Peki ama yapılan hangi davranış sadakadır? Sınıflandırma yapmaya kalkışsak belki de mümkün olmayan bir durum. Ama çok özet mahiyetinde bir söz var. Hayat prensibi olacak bir söz, Hz. Peygamber (sav) buyurmuş: “Her iyilik/güzel iş bir sadakadır.” (Buhârî, Edeb, 33) Yapılan her kötü iş, kötü söz, kötü davranış da o zaman hangi sınıfa girer onun yorumunu da size bırakıyorum. Dünyaya güzel işler bırakmak zorundayız. Dünyanın sahibi bizden bunu istiyor. Gök kubbenin altında bulunduğumuz her anın hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Aksi mi? Ben söz söylemeyeceğim. İyilik yapmasak dahi kötülükten uzak durmayı (Müslim, Zekât, 55) başarabildiğimizde dahi sadaka vermiş olduğunuzu biliyor musunuz? İnsanın hem iyi hem de kötüye meyyal olduğu şu dünyada kötülüğe dur diyebilmek bile insanı ne kadar yüceltiyor? İnsan keşke bunu anlayabilse, keşke bunu başarabilse…

Güzel bir sözle dahi olsa cehennemden korunmamız” (Müslim, Zekât, 68) istenilen dünyada neden bunca kötü ve kötülük sadır oluyor? Unutmamak gerekir ki güzel söz sadakadır. Ağzınızın laf ettiğini sandığınız dünyada diliniz ne kadar sıklıkla sadaka veriyor ne kadar borçlu hale geliyor, hiç düşündünüz mü?

Hiç şüphesiz her şey menfaat değil ama acaba sadakanın insana nasıl bir faydası oluyor diye bir soru da akla gelebilir belki. Çünkü genelde insan ama özelde şu zamandaki insan aşırı bencil olduğu için gereksiz görebiliyor bazen başkasına yardım edip, selam vermeyi ve kelam etmeyi. Ama sadakanın faydası, aslında kişinin bizatihi kendisinedir. Bir düşünse… “Kuşkusuz sadaka, Rabbin hoşnutsuzluğunu giderir (Allah’ın kişiye huzurlu bir hayat bağışlamasına vesile olur, işlenen kötülüklere mukabil başa gelebilecek kötülüklere de kefaret olur) ve kötü bir şekilde ölmeyi (Allah’ın izniyle) önler.” (Tirmizî, Zekât, 28) Az önce ifade ettiğim gibi, kişi sadaka verdiğinde bir başkasına değil en büyük iyiliği yine kendisine yapıyor, bir fark edebilse…

Bu dünyanın ahireti de var ve iman eden herkes oranın ne kadar çetin olacağının da bilincinde. –umarım- İşte sadaka da kıyamette mümini koruyan bir kalkan olacaktır. “Kıyamet günü müminin gölgesi (onu himaye edecek şey) sadakasıdır.” (İbn Hanbel, IV, 233)

Bu yazıyı yazarken bir video çıktı karşıma. Şu şekilde cümleler yer alıyordu orada. Sadaka, bir başkasının dünya yükünü hafifleterek ona kolaylık sağlamaktır. Bu bazen bir dinleme, bazen vakit ayırma, bazen sen değerlisin deme ve bazen de hiçbir şey demeden yanında olabilmedir. Gücüne kuvvetine bakmadan yanındayım diyebilmedir. Sadaka bir başkasına sen değerlisin diyerek düşmeden elini tutmak, düştüğünde kalkmasına yardım etmek, yolda kaldığında yola revan olmasına katkı sağlamaktır. Bu açıdan baktığımızda sadakayı ele aldığımızda en son kime sadaka verdiniz? Veya en son ne zaman kendinize bir iyilik yaptınız?