Halime Özdemir, okurları için kaleme aldı: Babalar ve Kızları

Babalar ve kızları… Dünyanın bin bir türlü imtihanı arasında babalara dünyada verilen en büyük nimet, bir kız çocuğuna sahip olmaktır. Çünkü her bir kız çocuğu, yaşı kaç olursa olsun bir baba için “emanettir”, Allah’ın emaneti… Bu sebeple emaneti korumak ve gözetmek her babanın boynunun borcudur ömrü boyunca. Ve bu durum, aynı zamanda dünyanın büyük bir imtihanıdır da. Çünkü kız çocuğu; narindir, kırılgandır, hassastır, fıtraten korunmaya muhtaçtır ve sevgiyle büyütülmesi ve son nefesine kadar korunması gerekir. Bir baba, kız evladını ister yanında ister uzağında olsun son nefesine kadar kanatları altında tutmak ve onu her türlü zarar ve ziyandan korumakla mesuldür.

Modern çağ, kendi kararlarını kendisinin alıp hayatını da kendi istediği gibi yaşamasını öğretti çocuklara. Bundan nasibini kızlarımız da aldı. Ve belki de babaların da işine geldi bu süreç. Bilinmez… Çünkü modern öncesi dönem, bir babadan, bir çocuk yetişkin bir birey oluncaya değin onu gözetlemeyi ve sorumluluklarını yerine getirmeyi isterken post modern çağ ise herkes özgür ve kendi işini halleder diye telkin etti Adem’in oğullarına. Ve bu olaya herkes pek de çabuk uyum sağladı.

Çocuk nedir? Allah, çocukları anne-babalara ne diye vermiştir? Bir anne ve baba öncelikle bunu kendisine sormak zorundadır. “Mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah’ın sevgi ve taatini mal ve evlat sevgisine tercih edenleri Allah katında büyük bir mükâfat beklemektedir.” (Teğâbun 64/15) Ömür oldukça ve nefes alındıkça babalar ve evlatları özellikle fıtraten daha zayıf bir yaratılışta olan kızları, babalar için büyük bir imtihandır. Bu sebeple evlatların eğitimi ve yaşantısı, babaları Allah’ın sevgisini kazanmaya götürmedikçe ebeveynler hiç şüphesiz ziyanda olacaktır. Çocukların giyimi-kuşamı, susması-konuşması, oturması-kalkması, yemesi-içmesi, eğlencesi-eğitimi kısaca terbiyesi babanın en birinci vazifesidir. Bu konu, bizim toplumumuzda sanki anneye verilmiş gibi olsa da aslında vazife, babalar üzerindedir. Babalar, aslında hayatlarını yaşarken çocuklarına en büyük mirası bıraktıklarını unutmamalıdırlar. Bir babanın hayatı, belki de evladının hayatında devam edecek olan en önemli servettir. Bu sebeple evlatlara ne bırakıldığına dikkat edilmesi gerekir. Kız evladının terbiyesi ile meşgul olmak, bir babayı cennete götürmeye vesiledir. Hz. Peygamber (sav)’in dilinden söyleyecek olursak; “Her kim üç kız çocuğunu himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lutuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir” (Ebû Dâvûd, Edeb, 121) O zaman her bir kız çocuğu, baba için cennete anahtardır. Açmayı bilene…

Babaları cennete götürecek en önemli vasıta olan kız çocuklarına muamele nasıl olmalı? Bir diğer önemli soru da bu aslında. Senin kızın olmasa da her bir kız çocuğu, bu toplumda biri babanın kızıdır. Her bir baba veya baba adayı, kendisine şu soruyu sormadıkça doğruya ulaşamayacaktır. “Yapılan bu muamele benim kızıma yapılsa nasıl hissederim?” Modern tabirle empati yaparak yaklaşmak zorundayız her bir kız çocuğuna. Kız çocuğunun yaşı değil cinsiyeti önemli. Hangi yaşta olursa olsun her kadın, aynı zamanda bir kız çocuğu kalbi taşır bünyesinde. Ve kızlarımıza karşı tavrımız, bizim imanımızın bir yansıması olacaktır. Ne diyordu kızları koruması altına alan ahir zaman peygamberi: “Hiçbiriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.” (Buhârî, İman, 7) Her bir bakış, her bir davranış, her bir söz, her bir muamele, kısaca içerisinde kız çocuğuna karşı gerçekleştirilen iyi veya kötü olan her bir eylem ve söylem, kişinin imanının ya zenginliğine ya da yoksunluğuna delalet etmektedir.

Bir başka konu da çocukların eğitim ve terbiyesi ile alakalı. Çocukları özgüven adı altında veya ben görmedim yapmadım o görsün/yapsın mantığıyla yetiştirmek de gerek annelerin ve özellikle babaların büyük bir zararı olacaktır hem dünyada hem ukbada. Bir çocuğa, hem dini hem örfi melekeleri kazandırmak, her bir babanın en önemli ödevidir. Şu düsturu unutmamak zorunda her iman sahibi anne veya baba: “Ey iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan sizi alıkoymasın. Böyle yapanlar, en büyük zarara uğrayanların tâ kendisidir.” (Münâfikûn 63/9) Çocukların hayatlarında yapılan Allah’a karşı olan her bir uygulama ve muamele, zararın en büyüğü olarak geri dönecektir.

Bu din, kız çocuklarının incitilmesinin önüne bir set çekerek bunu yüce kattan gelen bir emirle yasaklamıştır. Her kim kız çocuklarını maddi-manevi incitirse, Allah’a vereceği büyük bir hesabının olduğunu asla unutmamalıdır. “Ey Peygamber!” diye başlayan ayetin devamında yüce Allah şöyle buyurur: “… Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzâb 33/59) Kimin nasıl incindiği de bellidir kimin nasıl incitildiği de… Kimin nasıl incittiği de bellidir kimin nasıl incineceği de… Fazla söze de gerek yok sanırım.

Bu dinin peygamberi kızına ilgisiz davranan bir babayı kınarken (Beyhakî, Şuâbü’l-îmân, VI, 410) çocukların davranışlarına ses çıkarmayan ve onları kendi hallerinde bırakıp boylarından büyük yanlışlara girerken seyirci kalan babalara acaba ne diyecek? Kız çocuklarının babalar için cehennem ateşine kaşı siper vazifesi olduğu müjdesini veren dinin peygamberi, (Buhârî, Zekât, 10) kız çocuklarını koruyup gözetmeyi ve sıkıntılarla baş etmeyi emrederken bu çağın babaları kız çocukları için ne yapıyor? Nasıl koruyor? Ne kadar kendi hallerine bırakıyor? Cevabı babalarda saklı… Bir de babalar dünyadan ayrıldıklarında geride babaların yerine vekil olan abiler var ki ona hiç değinmeden yazıyı sonlandırıyorum.

Haftanın Kitap Tavsiyesi: Hamira Mevdudi, Babam Mevdudi, Mana Yayınları, 2020.