Halime Özdemir, "Sahi Bizi Namazdan Alıkoyan Şey Ne?" başlıklı makalesini okuyucularına sundu.
Namaz, bir kula verilen en büyük hediyedir. Kulun, kulluğunu gün içerisinde muhtelif zamanlarda Rabbine göstermesi açısından verilen bir zaman dilimidir. Ama buna rağmen bu ulvî hediyeye, kulların gün içerisinde zaman zaman hatta çoğu zaman aksattığı, zaman zaman ama çoğu zaman ihmal ettiği ve zaman zaman fakat çoğu zaman kılmak için can atmadığı bir ibadet varsa o da namazdır. Cenab-ı Allah pek çok ayette, “namazı dosdoğru kılın” diye emrettiği halde pek de düzgün kılınmadığı bir ibadettir aynı zamanda.
Allah, kullarını bildiği için namazlarını dosdoğru kılmalarını pek çok ayette ısrarla emretmiştir. Hatta bu dinin peygamberi, namazla ilgili olarak “gözümün nuru” demiştir. Müminler, namazdan uzak durarak gözlerindeki nuru mu kaybetti yoksa? Bu sebeple mi namaz ağır geliyor kullara? Bilmiyorum... Müslümanlar, Allah’ın huzuruna gitmek yerine gitmemeyi neden ve neye karşılık tercih ediyor? Bilmiyorum…
İbadetler, Allah’ın kullarından istediği ve onlara farz kıldığı emirlerdir. Her kul, kulluğunun gereği olarak kendisine farz olan ibadeti yapmak zorundadır. Ve namaz da kula Allah tarafından ihsan edilmiş hediye kabilinden bir ibadettir. Allah’ın kullarına değer verdiğinin bir göstergesidir namaz. Kullarının dünya denilen imtihan alanında yalnız ve kimsesiz olmadıklarının bir göstergesidir aynı zamanda. Çünkü her gün dünyanın ve ahiretin sahibinin kıblesine dönerek huzurda bulunma ve daha da önemlisi huzura kabul edilme halidir, namaz kıymet bilen için… O huzur ki, herkesin kabul edilmediği ve gidenlerin bir kısmından kabul edilmediği bir ibadettir. Kullara bu kadar fazla değer verilmesine rağmen namaz kullara neden ağır geliyor?
Bunun psikolojik ve sosyolojik pek çok sebebi var hiç şüphesiz. Çünkü namaz, alışkanlığı da beraberinde getirir. Namaz, daha ergenliğe basmadan kullara emredilen bir ibadet olduğu halde bu çağda insanların büyük bir çoğunluğunun neredeyse 60 yaşından önce namaza başlamadığı ve yaşlılık çağında ise sağlık sebepleri yüzünden layıkıyla yerine getirilmediği bir şekle dönüştüğü de bir gerçektir. Her ebeveynin, çocuklarına özel zaman ayırıp namazını kılmalarını öğretmesi gereken bir ibadet olduğu halde ebeveynler bu ibadeti kılıyor mu? Namaz, şekil olarak kulun teslim olduğunun bir göstergesidir. Bünyesinde kul ve ötesinde Müslüman kimliğini yansıtmak istemeyenlerin zoruna giden bir ibadettir namaz. Çünkü namaz, kıyamı, rükûsu, secdesi ve tesettürü ile Müslüman kimliğinin ayan beyan bir yansımasıdır. Belki de müminler huzura durmak istemelerine rağmen diğer insanlara kimliklerini göstermekten mi çekiniyorlar? Bilmiyorum… Dışlanmak, ötekileştirilmekten mi korkuyorlar? Bilmiyorum… Oysa namazla elde edilen bir şeref olduğunu bilmek yetmez mi Müslüman için?
Namaz, özel vakit ayrılması gereken bir ibadettir. Herkese vakit ayırdığımız çağda Allah’a vakit ayırmak neden bizim zorumuza gidiyor? Acaba şeytan secde etmekten kaçındığı için huzurdan kovulduğundan dolayı biz de secdeye yaklaşmayarak huzurdan mı kovuluyoruz? Şeytan, cehennemde yalnız kalmamak için Allah’ın kullarını yanına almak gayesiyle insanı secde etmekten mi alıkoymakta? Bizde secdeden her kaçtığımızda şeytana yaklaşıp onun yoluna giderken Allah’tan uzaklaştığımızı ne zaman fark edeceğiz? Şeytanın gayesi, Allah’ın kullarını Allah’ı anmaktan uzaklaştırmak olduğuna göre namaz kılmayarak kulluktan uzaklaşarak şeytana tabi olunuyor, farkında mıyız? Bilmiyorum…
Namaz, müminlerin Allah’tan yardım istemeleri gereken bir ibadet şeklidir. Müslümanlar, Allah’tan yardım istemeyi bırakıp başka mecralardan yardım istediği için mi namaz kılmamayı seçtiler yoksa? Oysa Allah Teala Hazretleri ne güzel buyurmuştu: “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 2/153) Sahi, Allah’ı bırakıp da başkalarına medet bağladığımız şu çağda bu şartlarda Allah bize yardım eder mi hiç?
Acaba kıyametin dehşetine inanma konusunda mı sıkıntı yaşıyoruz yoksa? Allah’a iman eden kullar, eğer o kıyametten şüpheye düşmeseydi bu emri yerine getirirdi. Ne emretmiş yaradan? “Rasûlüm! İman eden kullarıma söyle: İçinde hiçbir alışverişin bulunmadığı, dostluğun fayda vermediği o dehşetli kıyamet günü gelip çatmadan namazlarını dosdoğru kılsınlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.” (İbrâhim 14/31) Veya bizler çocuklarımıza dua etmeyi mi bıraktık? Ondan mı on yıllardır namaz Müslümanlardan uzaklaştı fersah fersah. Oysa İbrahim Peygamber çocukları için Allah’a ne diye dua etmişti? Hatırlayan var mı? “Rabbim! Beni ve zürriyetimi namazı dosdoğru kılanlardan eyle! Rabbimiz dualarımızı kabul buyur!” (İbrâhim 14/40) En son hangi ebeveyn, evladı için namaza devam etsin diye dua etti? Veya bencilleştiğimiz ve bireyselleştiğimiz şu çağda anne-baba duası mı alamadık yoksa? Veya biz anne-babalığı mı düzgün yapamadık? Veya evlatlarımız için namaza devam etsinler diye dua etmek aklımıza geliyor mu hiç? Ben bilmiyorum…
Veya Müslümanları namaz kılmaktan alıkoyan şey, Allah’ı unutmuş olmaları mı? Çünkü namaz, kullara Allah’ı hatırlatmak içindi. Allah ile bağımız koptu da bundan sebep namazı mı bıraktık? Kimlerle bağ kuruyoruz bu yüzyılda da ne camiler ne evler secde edilmekten mahrum bırakıldı? Hangi işimiz için Allah’ı önceliyor hangi işimiz için Allah’ı unutuyoruz? Neden unuttuk Allah’ı? Allah’ın rızası ile gazabı arasında tercihimiz hangi yönde oldu ve oluyor? Oysa ne güzel bir ayet var karşımızda: “Şüphesiz ben Allah’ım! Benden başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız bana kulluk et, beni anmak için de namaz kıl!” (Tâ-Hâ 20/14)
Namaz, müminlere sadece ve sadece Rabbin rızasını elde ettirmek için yapılması gereken bir ibadet iken şu gösteriş çağında hiç bir şey Allah için yapılmadığından mı namazı terk ettik? Yoksa gösteriş çağında birkaç yüze sahip olan insan, imanına nifak mı karıştırdı da namaza üşenir oldu? Sahi, bizi namazdan alıkoyan şey ne?