Dün çok canım sıkıldı. Şayet bu makaleyi dün yazmış olsaydım ya birileriyle kavga ederdim ya da kesin mahkemelik olurdum. O kadar canım sıkkındı.

Kastamonuspor’un olağan genel kurulunun ikincisi vardı dün Kuzeykent Hasan Doğan Tesisleri’ndeki Gençlik Merkezi’nde…

Whatsapp Image 2025 06 22 At 18.02.39

GMG Kastamonuspor’un Başkanı Cengiz Aygün aradı, “Hemşehrim beni yalnız bırakma seni özellikle davet ediyorum” dedi.

Son bir aydır kulüp içinde ve dışında ne oluyor, ne gidiyor diye tüm dikkatlerimiz KSK’nın üzerindeydi zaten.

Sosyal medyadan üstü kapaklı bir mesaj yayınladım…

Mesaj aynen şöyle;

“Mahallede birileri siyaset yaptığını sanıyor! Oturdukları sandalyeyi kendilerinden önce kimlerin yaptırdığını bir bilselerdi küçük dillerini yutarlardı!

- Gerçek şu ki; Kadim Türk Yurdu Kastamonu’nun Kırmızı-Siyah hikayesini birde aksakallılardan dinlemek lazım, öyle değil mi?”

Altına da GÜNÜN SÖZÜ olarak;

“Hikayeyi çakaldan dinlersen kurdu düşman bilirsin!” diye anlık yazıverdim işte. Öfkeyle.

Whatsapp Image 2025 06 22 At 18.02.39 (1)

Yüzlerce mesaj onlarca telefon… “Abi neden açık ve net yazmadın. Bizimkiler anlamaz ki! Bu mesaj kimeydi” sorularıyla karşılaştığım için beni son derece üzen ve öfkelendiren konuyu açık ve net olarak yazmaya karar verdim.

Artık kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla falan yok!

Rahmetli köylüm eski milletvekili Mehmet Yıldırım bir gün şöyle bir söz söylemişti: “Taşköprü’nün sarımsağından mıdır, suyundan mıdır, rüzgarından mıdır, bilmiyorum ama o toprakların rüzgarı sert, insanı mert olur” demişti.

Bende övünmek gibi olmasın ama has be has Taşköprülüyüm. Yani bugünkü hikayeyi size mertçe aktaracağım…

Whatsapp Image 2025 06 22 At 18.02.37

Başlık neydi. Şehrin hafızası konuşuyor.

Yaşımızda 60 oldu artık. Kimseye de eyvallahımız olmaz bu saatten sonra.

Bizden önceki hafızalar Aziz Demircioğlu, Siyami Özel, Ahmet Tamel, Ziya Kesimci, Erdoğan Alp aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun. Cemil Özel ve Hüsnü Acar’da gazetelerini devrederek kenara çekildi. Yani anlayacağınız an itibariyle bayrak bizde.

Bu köyün delisi de velisi de evvel Allah hiç bitmez.

Bu hikayeyi hem Kastamonulu siyasiler hem de Kastamonu’ya ve Kırmızı-Siyahlı kulübe gönül verenler iyi okusun…

- Yıl: 2008

Kastamonu’nun evladı Murat Başesgioğlu İçişleri ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yaptıktan sonra Devlet Bakanı.

- Mustafa Kara Kastamonu Valisi.

- İsmail Dönmez’de Kastamonuspor Başkanı.

Murat Başesgioğlu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde büyük gayret ve çabalarıyla yaptırılan Polis Okulu ve Polis Evi’nde oturuyoruz…

Toplam 4 kişiyiz. Bakan bey, rahmetli İsmail Hocam, rahmetli Valimiz Mustafa Kara ve ben.

Konu her zaman olduğu gibi yine memleket meseleleri.

Kastamonuspor bir sezon Şeker Fabrikasında, ertesi sezon Köy Hizmetleri tesislerinde bir sonraki sezonda şu anki havaalanının yanında bulunan TUREM Okulunda konaklıyor. Yani kulüp kendi evinde misafir gibi.

Whatsapp Image 2025 06 22 At 18.02.38

“Murat Abi bu makamlar mevkiler gelip geçici. Siz bu kulüpte futbol oynadınız. Gelin imkanlar varken şu kulübü kurtaralım. Güzel bir tesis yapalım” teklifinde bulundum.

Rahmetli hocam “Lafı ağzımdan aldın İzzet,ben diyecektim sen dedin” diyerek bana teşekkür etti.

Sonra Murat Abi, Valiye dönerek ne dersin sayın valim yapabilir miyiz? diye sordu.

- Rahmetli Mustafa Kara, Bakan Bey arkamızda olduktan sonra neden yapamayalım ki cevabını verdi.

- Murat Abi, “imece usulüyle siz bir başlayın ben gerekeni yaparım” dedi.

Kastamonuspor’un şu anki tesislerinin ilk betonunu Yapı Kur’un sahibi Ömer Faruk Yanık, müteahhitliğini İlhan Aslan, kerestesini Orman Bölge Müdürlüğü, çatısını Zekeriya Gündoğdu, kalorifer tesisatını ve içinin tefrişatını da Sayın Uğur Barut’un katkılarıyla Kastamonu tabiri ile imece usulüyle tesisler tamamlandı.

Whatsapp Image 2025 06 22 At 18.02.38 (1)

Rahmetli Mustafa Kara her karşılaştığımızda “İzzet Efendi başımıza iş açtın! Devletin onca işinin yanında birde Kastamonuspor ile uğraşıyoruz!” diyerek bana sürekli sitem ederdi. Kastamonu’dan giderken de gönlümü alarak gitti ve şahsıma bu dört kişinin huzurunda teşekkür etti.

Arsasının tamamı Belediyenindir. Lakin daha sonra kulübe icraların gelmemesi için yine benim teklifim ile binanın oturum alanı İl Özel İdaresi’ne, futbol sahasının alanının da tapusu belediyededir. Kısaca bu iki kurumun meclisinden geçmeden buraya çivi bile çakamazsınız. (Bunu böyle bilin)

Eski başkan Turhan Topçuoğlu’nun emeği vardır, dönemin ticaret odası başkanları Halil Öztosun, Sedat İşeri’nin emeği vardır. Dönemin ASKF Başkanı Mahmut Korkmaz’ın emeği vardır. İl Özel İdaresi’ndeki inşaat mühendisi Hüseyin Aldı’nın emeği çoktur. Önceki dönemde Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın bu kulübe çok emeği geçmiştir. Kısaca herkes bir köşesinden tuttu ve bu tesisler bitti.

Tesislerin binası bitmişti. Lakin önündeki futbol sahası için 500 bin liraya ihtiyaç vardı.

Şehirden bu para toplanamadı! Murat Başesgioğlu’nun ustalığıyla ve liderliğiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminden tanışık olduğu dönemin Yol-İş Sendikası Genel Başkanı, sendikanın hesabından İstiklal Yolu projesinde harcanmak üzere 550 bin lira ödeneği İl Özel İdaresi’ne gönderdi. Bu paranın 50 bin lirası İstiklal Yolu projesine, 500 bin lirası da şu anki tesislerin önündeki futbol sahasına ve ışıklandırılmasına harcandı. Böylece Kastamonuspor o günün şartlarında modern bir tesise kavuşturuldu.

Gelelim tesislerin adının konulmasına…

O tarihlerde bir makale yazmıştım.

“Tesislerin adı KSK Murat Başesgioğlu Tesisleri” olsun diye.

Makalenin içinde de Trabzonspor’un Mehmet Ali Yılmaz’ı varsa Kastamonu’nun da Murat Başesgioğlu’su var. Madem Trabzonlular Mehmet Ali Yılmaz’ın Spor bakanlığı döneminde yapılan tesislere O’nun adını veriyor! Bizde buraya Murat Başesgioğlu’nun adını verelim diye bir öneride bulunmuştum o zaman.

Bu makale Arife günü yayınlandı bende bayram için annemin ve rahmetli babamın elini bayramlamak için köyüme gitmiştim.

Telefonum çaldı.

Arayan kişi Başesgioğlu’nun danışmanı Yılmaz Ortakaya…

“Neredesin? Biz resmi kurumlara bayram gezmesindeyiz bakan bey seni görmek istiyor” dedi.

Her ne kadar bizim için siyasete girmezden öncesinde bir abi, bir büyüğümüzde olsa bizden biriydi. Bakan deyince akan sular durur.

- Kalktım geldim köyümden. Yılmaz Ortakaya’yı aradım nedesiniz diye sormak için.

- Biz an itibariyle devlet hastanesinin üzerindeki çocuk yuvasındayız dedi.

Bastım gittim.

Murat Abi ile uzun uzun konuştuk.

“İzzet Kastamonuspor Tesisleri’ne benim adımın verilmesini önermişsin, sevindim. Memleketimin ahde vefası beni çok duygulandırdı. Benim sağlığımda benim adımın bir yerlere verilmesi çokta şık olmaz!

Biz en iyisi mi oraya rahmetli İsmail Dikmenli’nin adını verelim! Biz öldükten sonrada birileri bizim yaptıklarımızı, görür ve ismimizi bir yerlere verir, inşallah” dedi.

(Asalete bakar mısınız. Vefaya bakar mısınız.)

İsmail Dikmenli’nin hikayesini biliyordum.

Kısaca;

12 Eylül döneminde Kastamonuspor kapanmanın eşiğine gelmişti. Kastamonuspor’da futbolculuk, takım kaptanlığı, antrenörlük ve kulüp başkanlığı yapmıştı rahmetli İsmail Dikmenli.

12 Eylül 1980’de darbe olmuştu. Kulüp değil bir takım forma almayı deplasmana dahi gidemiyordu. Rahmetli İsmail Dikmenli tüm taraftarları ve futbolcuları yanına alarak şu anki Valilik binasının yanında bulunan Garnizon Komutanlığı’nın önünde toplandılar… Kısa sürede yüzlerce binlerce kişi oldu.

Taraftarlar ellerinde kırmızı-siyah bayraklar, davullarla zurnalarla ortalığı panayır alanına çevirmişlerdi.

Dönemin Garnizon Komutanı namı diğer (Deli Albay) makamının camından kalabalığı görür.

- ‘Nedir bu ses, bu kalabalık’ diye yardımcısına sorar.

- Yardımcı komutana ‘Kastamonuspor taraftarları efendim’ cevabını verir.

- ‘Ne istiyorlarmış’ diye tekrardan sorar.

- ‘Bilmiyorum efendim gidip bir sorayım mı?’ der.

- Yardımcı aşağıya iner ve taraftarlara ne istediklerini sorar.

- Rahmetli İsmail Dikmenli ‘komutanı istiyoruz’ der.

- Deli Albay bir süre sonra aşağıya iner ve taraftarlara susmalarını işaret ederek “Buyurun sizi dinliyorum”

- Rahmeti İsmail Dikmenli, “Efendim malum darbe oldu. Kulüp zor durumda. Ne formamız, nede yiyecek ekmeğimiz var! Deplasmanlara da gidemiyoruz” diyerek derdini anlatır.

Taraftarlar Deli Albayın adını bilmemektedir. Sadece lakabını duymuşlardır o güne kadar.

Sürekli -Kırmızı-Siyah… Kafsin-Kaf sloganları atmaktadırlar. Komutan elini havaya kaldırarak susun der… “Hadi gidin bu gece rahat uyuyun. Bu takım maçlara çıkacak. Bu takımın renklerinin kırmızısı şehit kanlarından, siyahı da şehit analarının ağıtlarından almıştır. Bu kulüp bize emanettir. Bundan sonra yiyeceğinizde, formanızda olacak ve de deplasmanlara gidecek otobüsünüzde olacak. Başınız sıkıştığında bana yine gelin” der.

Taraftarlar sevinçten coşmuş hep bir ağızdan adını bilmedikleri ama namının (Deli Aybay) olduğunu bildikleri komutan için hep bir ağızdan “Deli Albay… Deli Albay” sloganları atmaya başladılar. Deli Albay elini kaldırarak sağ olun… Var olun… diyerek makamına çıkar ve yardımcılarına gerekli talimatı vererek yine imece usulüyle şehir eşrafından toplanan paralarla o sezon liglere katılır.

Ve ben bu hikayeyi çok iyi bildiğim için ertesi günü “Tesislerin adı Murat Başesgioğlu yerine Kastamonuspor İsmail Dikmenli Tesisleri” olsun teklifini yaptım. Ve bu hikayeyi bilmeyenler şayet toplu iğnenin ucu kadar vefa varsa hala insanlarda arşivlere girip bakabilirler.

İşte bu tesislerin yapılması ve adının konulması hikayesi tamda böyle olmuştur.

Bu hikayeyi neden anlattım.

Dedim ya dün Kastamonuspor’un kayyuma gideceğini ve genel kurula gelen isimleri gördüğümde çok sinirlendim ve de bir gece önce yapılan kapalı toplantının içeriğini öğrendiğimde başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Eyyy Kastamonu’nun şu anki siyasileri…

Şimdi beni iyi dinleyin…

BAŞKAN HASAN BALTACI’YA:

Bu şehrin insanının oyunu alacaksın, Hikmet Erbilgin ile birlikte keyfini süreceksin! Lakin iş Belediyespor hentbol takımına gelince para yok deyip çareyi kapatmakta bulacaksın!

Kastamonuspor’a gelince para yok, yardım edemem diyeceksin! Dahası genel kurula bile katılmaya tenezzül etmeyeceksin! Amatör Spor Kulüpleri’ne randevu dahi vermeyeceksin onları dinlemeyeceksin öylemi? Bu mu Şehrül Emin. Bu mu şehrin sahibi olmak. Hani kurumlarda devamlılık esastı. Böyle başkanlığı herkes yapar. Bir Belediyenin görevi sadece çiçek, böcek sulamak mı? Bunlar senin sorunun değil mi? Belediye Başkanı dediğin adam sorun odaklı değil, çözüm odaklı olması gerekmiyor mu?

GERMEÇ BEYİ HALİL ULUAY’A:

Kıymetli hemşehrim. Senin için kimse hırsız, soysuz diyemez. Demiyor da zaten. Lakin senin için iyi adamdır ama iş bitirmez! Algısı var kamuoyunda. Kastamonuspor meselesi senin meselen değil mi? Bir gün önceden sosyal medyadan mesaj atıyorsun genel kurula katılacağım diye ama toplantıya dahi gelmiyorsun! Bu mu milletvekilliği. Bari memleketin bir değerine sahip çıkın… Hani stat sözün nerede kaldı?

EKMEKÇİLERİN SERAP HANIMA:

Kastamonu’nun saygıdeğer bir ailesinin kızısın. Şimdiye kadar ailene hürmetten doğru dürüst eleştiri dahi yapmadık.

Artık bir çocuk gibi hoplamayı-zıplamayı bırıkta çalışsan artık diyorum.

Sadece kırmızı-siyah kaşkolu takarak maçlara gelmekle olmuyor bu işler. Genel kurula gelerek katılımcıların saygısını kazandınız bu doğru.

“Yanındayız” demekle de olmuyor bu işler. Elini taşın altına koyacaksın! Cengiz İnşaat daha geçen hafta 12 milyar liralık yol ihalesi aldı bu memleketten. Yanınıza Cengiz Aygün Başkanı alıp gideceksiniz. Cumhurbaşkanımızın selamı ile geliyoruz. Çok kazanın, Allah kazancınızı artırsın sürekli Rizespor’a yardım ediyorsunuz. Birazda bizim memlekete verin diyeceksiniz. Öyle bu işler bakanla, bakan yardımcıları ile fotoğraf çektirmekle olmuyor. Sosyal Medya’dan bu memleketin dürüst insanlarını tutmayı bırakın. Sorun değil çözüm odaklı olun. Hani Kastamonu’nun Rahime Kaptanı olacaktınız. Hani Şehit Şerife Bacı gibi çalışacaktınız! Ne oldu?

Madem bu kulüp size, bize büyüklerimizden miras… O zaman gereğini yapınız! Öyle kapalı kapılar ardından, kısa bir süre önce Güç Birliği Platformuna katılanları eleştirmekle olmuyor. Seçimlerden önce sen değil misin demir yolu için söz veren. Üniversitede yapılan STK’ların yaptığı güç birliği toplantısına neden katılmadınız? O toplantıda memleket konuşulmadı mı? TV366’nın arşivinde duruyor hala verdiğiniz sözler.

Hem bir şey yapmayacaksın hem de oturduğun sandalyeyi senden önce senin altına koyanları eleştireceksin! Yok öyle yağma Serap Hanım.

Bundan sonra güç birliği toplantısını organize eden STK’ları ve Murat Başesgioğlu’nun adını ağzına alırken bir kere değil, bin kere düşünmen lazım. Üstelik sen henüz yolun başındasın! Lütfen gereğini yap. Oturduğun koltuğun hakkını ver artık.

BAŞKAN CENGİZ AYGÜN’E:

Bak Cengiz Başkan. Seni en çok eleştirenlerin başında ben geliyorum. Bunu biliyorsun. 7 yıldır bu kulübün şanlı bayrağını düşürmeden, namerde muhtaç etmeden buralara kadar getirdin. Bu memleket bunu unutmaz! Bu memleketin saygısını kazandın. Birincisi bu.

Bu memlekette yaşayan bütün sessiz çoğunluk adına Teşekkür ederiz.

Madem ki genel kurula davet ettiğin (uzun boylu insan) Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi! O zaman bu iş bitmiş demektir! Madem protokolde ağırladığın beyaz takım elbiseli kişi Haydar Erdoğan isimli bey efendi Cumhurbaşkanımızın yeğeni. O zaman bu para pul sorunu olmasa gerek öyle değil mi? Gayret göstermen, çaba harcaman, zamanını, paranı pulunu harcaman bu memleket için çok değerli. Bunun için bu memleketin saygısını kazandın. Biraz daha sorumlu olun ve genel kurulda verdiğiniz söz üzerine; İsmail Dikmenli Tesisleri’nin ışıklarını söndürmeyin…

TARAFTARLARA:

1935 yılından beri bu tribünlerden kimler gelip geçti. Sizden önceleri de birileri bu görevi yapıyordu. Bunu sakın unutmayın. Dünkü salonu bile dolduramadınız! Genel kurul salonunu dolduramayan taraftar 5 bin kişilik Gazi Stadını nasıl dolduracak? 12 Eylül 1980 Darbe döneminde İsmail Dikmenli’nin aidiyetini gösterin. Bir olun, birlik olun. Kendi içinizde parçalanırsanız sizi kimse dikkate almaz! Sorumluluğunuzu bilin ve olması gerektiği gibi duruş sergileyin. Rahmetli Altın Makası ve Neco’yu unutmayın!

Hikayeyi birde o dönemleri yaşamış benden dinleyin istedim.

Kalın sağlıcakla.

GÜNÜN SÖZÜ

“Hikayeyi Çakaldan dinlersen Kurt’u düşman bilirsin…”