Son yıllarda aşıyla önlenebilir hastalıklarda dünyada kayda değer bir artış yaşanıyor. Özellikle boğmaca ve kızamık gibi oldukça bulaşıcı hastalıklar, yeniden gündeme oturdu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yayımlanan rapora göre, sadece ABD’de boğmaca vakaları son 3 yılda %1500'den fazla arttı. 2025 yılı itibarıyla bildirilen vaka sayısı 7 bini aştı. Bu durum,en zayıf nokta olan bebekler için büyük bir sorun oluşturmakta.
Altı aydan küçük bebeklerde hastaneye yatış ve ölüm oranlarının arttığı vurgulanıyor. Uzmanlar, bu tablonun en önemli nedenlerinden birinin DTaP aşısı (difteri, tetanoz, boğmaca) oranlarının düşmesi olduğunu belirtiyor.
Aşı Kampanyaları Zayıfladı, Eski Hastalıklar Geri Döndü
Pandemi sonrası birçok ülkede kızamık, boğmaca, çocuk felci ve tüberküloz gibi hastalıklarda yükseliş gözlendi. COVID-19 döneminde sekteye uğrayan bağışıklama kampanyaları, toplumun aşıya olan güvenini de zayıflattı.
Neden Bu Hastalıklar Ciddi?
Kızamık, yalnızca döküntü ve ateşle kalmıyor. Zatürre, körlük, beyin iltihabı gibi ciddi sorunlara ve hatta ölüme yol açabiliyor.
Boğmaca, bebeklerde durdurulamayan öksürük krizleri, solunum durmaları ve kaburga kırıkları gibi hayati tehlikeler yaratabiliyor.
DSÖ ve Sağlık Kuruluşlarından 4 Önemli Uyarı!
- Aşı hizmetlerine erişimi kısıtlı olan bölgelerde bağışıklama kampanyaları güçlendirilmeli.
- Yanlış bilgiyle etkin şekilde mücadele edilmeli, aşıya olan güven yeniden tesis edilmeli.
- Salgınlara karşı erken uyarı sistemleri kurulmalı ve hızlı müdahale ekipleri aktif tutulmalı.
- Hamileler ve bakıcılar, hatırlatma dozları konusunda doğru şekilde bilgilendirilmeli.
Uzmanlardan Net Mesaj: “Rehavete Yer Yok!”
Uzmanlar, aşılama oranlarındaki düşüşün sadece bireysel değil, toplumsal bir tehdit olduğunu söylüyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için toplum bağışıklığı yaşamsal öneme sahip. Aşılarla önlenebilecek hastalıkların geri dönmemesi için, toplumsal bilinç ve sağlık sistemlerinin etkinliği her zamankinden daha kritik hale geldi.