Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından düzenlenen 42. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi kapsamında, Kongre Sekreteri ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlen Atuğ ile bağırsak sağlığı ve kanser gelişimi üzerine önemli bir söyleşi gerçekleştirildi. Prof. Dr. Atuğ, bağırsak mikrobiyotasının insan sağlığında kritik bir rol oynadığını vurgulayarak dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
“Mikrobiyota çok önemli”
Prof. Dr. Özlen Atuğ, bağırsak sağlığının yalnızca sindirimi değil, bağışıklık sistemi, metabolizma, iltihap yanıtı ve kanser gelişimini doğrudan etkileyen temel bir unsur olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bağırsak mikrobiyotasının dengesi özellikle kolon kanserinin ortaya çıkışında kritik bir role sahiptir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, mikrobiyotadaki bozulmanın, inflamasyonu artırarak ve hücresel hasara yol açarak, kanser gelişimini kolaylaştırabileceğini göstermektedir."
Kolon kanseri en sık görülen türlerden biri
Kolon kanserinin dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de en sık karşılaşılan kanserler arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Atuğ, hastalığın çoğunlukla adenomatöz poliplerin yıllar içinde kansere dönüşmesiyle ortaya çıktığını söyledi. Ayrıca, mikrobiyota dengesinin bozulmasının şu mekanizmalarla kanser gelişimine zemin hazırladığını ifade etti:
- Kronik inflamasyonun artması
- DNA hasarı oluşturan toksin ve metabolitlerin üretimi
- Bağışıklık yanıtının zayıflaması
Prof. Dr. Atuğ, özellikle ülseratif kolit ve Crohn gibi inflamatuvar bağırsak hastalıklarında kolon kanseri riskinin belirgin biçimde arttığını vurguladı.
Uzmanından bağırsak sağlığı reçetesi
Prof. Dr. Atuğ, bağırsak sağlığını korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagil tüketimi artırılmalı.
- Kırmızı ve işlenmiş et tüketimi sınırlanmalı.
- Zeytinyağı ve omega-3 kaynakları tercih edilmeli.
- Rafine şeker ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı.
- Yoğurt, kefir, tarhana, turşu gibi probiyotik besinler tüketilmeli.
- Pırasa, sarımsak, soğan, muz, yulaf gibi prebiyotik gıdalar artırılmalı.
- Haftada en az 3 gün 45 dakikalık tempolu yürüyüş yapılmalı.
- Obeziteden kaçınılmalı; sağlıklı kilo korunmalı.
- Sigara ve alkol tüketimi sınırlandırılmalı.
- Yeterli su içilmeli, stres yönetilmeli.
- Gereksiz antibiyotik kullanımından uzak durulmalı.
“Bağırsaklar 6 ay kendine gelemiyor”
Gelişigüzel antibiyotik kullanımının ciddi zararlar verdiğini belirten Prof. Dr. Atuğ, şu uyarıda bulundu:
"Örneğin 'idrarımda yanma var' deyip, komşunun önerdiği antibiyotiği kullanırsanız, bu gereksiz antibiyotik kullanımı sonucu bağırsaklarınızın dengesi 6 ay kendine gelemiyor. Bağırsak sağlığını bozuyor. Hatta birçok hastalığa zemin hazırlıyor."
“Sık antibiyotik kullanımı kolon kanseri riskini artırıyor”
Antibiyotiklerin mikrobiyota üzerinde ciddi bozulmalara yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Atuğ, "Antibiyotikler hayat kurtarıcı ilaçlardır; ancak doktor önerisi dışında gereksiz veya uzun süreli kullanımları bağırsak florasını ciddi şekilde bozabilir… Bilimsel çalışmalar, sık antibiyotik kullanımının kolon kanseri gelişimi ile ilişkilendirilebileceğine işaret etmektedir." dedi.
KETEM’lerde ücretsiz kolon kanseri taraması
Kolon kanseri taramalarının ülkemizde yaygın şekilde yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Atuğ, tarama sürecini şöyle açıkladı:
"Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın yürüttüğü Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) aracılığıyla ücretsiz kolon kanseri taramaları yapılmaktadır. 50–70 yaş arası bireylerde 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) uygulanır. Test pozitif çıkarsa kişi kolonoskopiye yönlendirilir."
Ayrıca uluslararası rehberlerde, artan genç kolon kanseri vakaları nedeniyle tarama yaşının 45’e düşürüldüğünü, risk grubundaki kişilere ise daha erken yaşlarda tarama önerildiğini belirtti.
Bu kapsamlı açıklamalar, bağırsak sağlığının hem günlük yaşam hem de uzun vadeli hastalık riskleri açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.





