İzzet Sarı, "Şehit Gazetecileri Andık…" başlıklı makalesini okuyucularına sundu.
Geçtiğimiz hafta yazdığım “Türkiye-İsrail Savaşı Uzak değil!” başlıklı makalemi okumuş kardeş Azerbaycan’dan şehit anası.
Onunla Azerbaycan’da Sumgayt Şehitliğini ziyaretimiz sırasında tanışmıştım.
İlginç ve ibretlik bir hikayesi var Ruhiye Hanımın…
Oğlu Rıfat, Kastamonu Üniversitesi’nde okurken 44 günlük Karabağ Savaşı başladığında okuldaki kaydını dondurup vatanını korumak için Ermenistan’a karşı savaşmaya gitmiş. Savaşın ortasında kahpe bir Ermeni kurşunuyla şehit düşerek henüz hayatının baharında gözlerini yummuştu Rıfat Ahmetzade.
Geçtiğimiz hafta sonu yazdığım makalemizi okuduktan sonra bana sesli bir mesaj atmış Ruhiye Hanım…
“İzzet Bey selam. Allah korusun. Hiçbir devlet savaşmasın, ne Hıristiyan nede Müslüman. Ben bir şehit anası olarak muharebe olmasını istemiyorum. Savaşta en çok eziyet çekenler körpe yavrular, analar ve atalardır. Hiçbir milletin savaşa girmesini istemiyorum ve sürekli dua ediyorum. Azerbaycanımızı, Türkiyemizi ve bütün insanlığı Allah korusun…”
Evet kardeş Azerbaycan’da yaşayan Şehit Anası Ruhiye Ahmetzade’nin dilek, temenni ve duası aynen böyle…
Önceki gün telefonum çaldı. Arayan kişi Kastamonu Üniversitesi (KÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Basın Müşaviri Doç.Dr.Selver Mertoğlu’ydu.
-İzzet Bey yarın üniversitemizde ‘Filistinli Şehit Gazetecileri Anma’ programı düzenleyeceğiz sizleri de aramızda görmek istiyoruz.” diyerek tüm yerel basındaki gazeteciler gibi benide davet etti.
Davete icap etmek hem inancımız hemde töremiz gereğidir diyerek katıldık programa.
İnanın son yıllarda katıldığım ve izlediğim en etkileyici programdı diyebilirim.
Şeytan İsrail’in katlettiği Filistinliler ve bu katliamı dünyaya duyurmak için şehit düşen meslektaşlarımızı andık hep birlikte.
Madem ki bir şeyler yapamıyoruz en azından onlar için bir Fatiha okumalıydık. Öylede yaptık. İlahiyat Fakültesi’nin değerli hocalarının okuduğu Kur’an-ı Kerim ve duaya bizlerde katıldık.
İzlediğimiz videolarla bir kez daha hatırladık savaşın yıkıcı yönünü.
Selver Hoca’nın sunumunu ve şiirlerini hep birlikte duygulanarak dinledik. Programa katılan Rektör Prof.Dr.Ahmet Topal, Rektör Yardımcıları Prof.Dr.Mehmet Atalan, Prof.Dr.Ömer Küçük ve Prof.Dr.Selahattin Kaymakçı ve Doç.Dr.Can Ceylan hoca dahil hepimizin gözleri doldu.
Filistin’de yaşadıkları toprakları savunmak için geleceklerinden ve hayatlarından vaz geçen şehit haberciler duygu dolu bir programı yaşadık hep birlikte.
Onlar ellerindeki kamera ve fotoğraf makinalarını bir dakika sonra öleceklerini bile bile açık tuttular! Filistin’in maruz kaldığı haksızlığı ve savaşın çirkin yüzünü tüm dünyaya gösterebilmek için.
Savaştan kaçmak için ailesiyle birlikte Muğla açıklarında batan teknede bulunan ve cesedi sahile vuran Aylan Bebeğin tüm dünyada infiale neden olan o fotoğrafı çeken gazeteci Nilüfer Demir gibi nice habercilerin yaşadıkları zorlukları bir kez daha hatırladık.
İşte o fotoğrafa bakan herkesin yüreği sızlamıştı o zaman. Dünya işte o fotoğrafla bir kez daha Filistin gerçeğiyle yüzleşmişti.
Filistin’deki savaş fotoğraflarını ve insanlığın yüz karası haline gelen katliamları bizlere evimizdeki televizyonlardan, internetten ve cep telefonlarımızdan ulaştırırken şehit düşen Filistinli gazetecileri andık dün bir kez daha. Onlar için hep birlikte dua ettik.
Son olarak;
El Cezire Televizyonu Ankara Temsilcisi Filistinli Omar Qasram’da Filistin davasına ölümüne sahip çıkan ve mücadele eden gazetecilerdendi.
Kastamonu’da kendisini ve ekibini üç gün boyunca misafir etmiştik. Devamında Kastamonu’yla ilgili El Cezire Televizyonunda inanılmaz turizm ve tatil programları yapmıştı.
Omar, pandemi döneminde hayatını kaybetti.
Bu vesile ile değerli dostum Omar Qasram’ı, Filistinli şehit gazetecileri ve vatan savunmasında hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyoruz. Mekanları cennet, Ruhları Şad olsun…
GÜNÜN SÖZÜ
“Vatan için savaşıp öldünüz; siz toprağa değil, kalplere gömüldünüz.”
