İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyunda “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” olarak anılan yapılanmaya ilişkin yürütülen geniş kapsamlı soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianamede, aralarında 105 tutuklu sanığın da bulunduğu toplam 402 şüpheli hakkında kamu davası açıldığı bildirildi.
İddianameye göre, şüpheliler 143 ayrı eylemle bağlantılı olarak çeşitli suçlardan İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Soruşturma kapsamında, örgütün yapısı, faaliyet alanı ve suç bağlantılarının detaylı bir şekilde incelendiği öğrenildi.
Örgüt Yapısı ve İddialar
Hazırlanan iddianamede, şüphelilerden 99’unun suç örgütü mensubu olduğu, 1 kişinin örgütün kurucusu ve lideri, 6 kişinin ise yönetici konumunda bulunduğu belirtildi. Örgütün lideri olarak gösterilen kişi Ekrem İmamoğlu olurken; yöneticiler arasında Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimlioğlu, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün’ün isimleri yer aldı.
Ayrıca, 92 kişinin örgüt üyesi olduğu, geri kalan şüphelilerin ise örgütle doğrudan bağı olmamakla birlikte bağlantılı suçlara karıştıkları ifade edildi. Savcılık, örgütün farklı alanlarda çıkar amaçlı faaliyetler yürüttüğünü ve bazı kamu kurumlarını zarara uğrattığını ileri sürdü.
İmamoğlu Hakkında Ciddi Suçlamalar
İddianamede, Ekrem İmamoğlu hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “rüşvet”, “suç gelirlerinin aklanması” ve “kamu kurumlarını dolandırıcılık” suçlamaları yer aldı. İmamoğlu’nun doğrudan karıştığı belirtilen suçlar arasında 12 kez rüşvet alma, 7 kez suç gelirlerini aklama ve 7 kez kamu zararına dolandırıcılık eylemi bulunduğu iddia edildi.
Savcılık, ayrıca İmamoğlu’nun örgütün kurucusu ve lideri sıfatıyla, örgüt üyeleri tarafından işlenen toplam 142 ayrı eylemden de sorumlu tutulmasını talep etti. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu’nun 220/5’inci maddesi uyarınca ağır cezalar talep edildi.
Dava Süreci Başlıyor
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesiyle birlikte yargı sürecinin önümüzdeki günlerde başlayacağı bildirildi. Davanın kamuoyunda büyük yankı uyandırması beklenirken, tarafların savunmaları ve delil sunumlarının sürecin seyrini belirleyeceği ifade ediliyor.
