Bozuk para akışındaki yavaşlama, son haftalarda küçük işletmelerin en görünür günlük sorunlarından birine dönüştü. Fırın, pastane, bakkal, büfe ve toplu taşıma hatlarında kasadaki ufaklıkların hızla eridiği, gün sonunda para üstü vermenin adeta işin en zor kısmına dönüştüğü anlatılıyor. Bu nedenle bazı işletmeler “bozuk getiren müşteriye küçük indirim” gibi yöntemlerle kasayı dengelemeye çalışıyor.

Sosyal medyada paylaşılan benzer şikayetler de sahadaki tabloyu destekler nitelikte. Müşteriden özellikle bozuk para talep edilmesi, kimi zaman sıradan bir alışverişi bile uzatabiliyor. Bu noktada mesele sadece bozuk para bulmak değil, madeni paranın el değiştirme hızının belirgin biçimde yavaşlaması. Günlük sirkülasyona bağımlı olan ulaşım ve gıda sektörü bu durumu daha keskin yaşıyor.

Bozuk para neden kasalarda kayboluyor?

Madeni para arzı aslında yeni bir gündem değil. 2009’da YTL uygulamasının sona ermesinin ardından madeni para basımı tamamen TL birimine geçti. O tarihten bu yana toplam 13 milyar 588 milyon 944 bin 976 liralık madeni paranın tedavüle sunulduğu ve büyük bölümünün hâlâ dolaşımda olduğu bilgisi paylaşılıyor.

Piyasada Bozuk Para Krizi Çözüm Müşterinin Cebinde Aranıyor (1)

Bu veriler, tabloyu “piyasada hiç bozuk para yok” şeklinde okumaktan çok, paranın doğru kanallarda ve doğru hızda dolaşmamasıyla açıklamayı daha makul hale getiriyor. Evlerde biriken ufaklıklar, işletmeler arası düzenli değişim mekanizmalarının zayıflaması ve alışveriş alışkanlıklarının değişmesi gibi başlıklar, kasalardaki boşluğu büyütebiliyor.

Uzmanların yorumu ne yönde?

Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre Darphane’nin son dönemde madeni para basımında kısa süreli bir molaya gitmesi, piyasadaki mevcut arzın yeterli görülmesiyle ilgili teknik bir planlama olarak yorumlanıyor. Emisyonun yüksek seyrettiği dönemlerde yeni madeni paraya duyulan ihtiyaç azalabildiği için bu tür duraksamalar olağan kabul ediliyor.

Kaynak: Haber Merkezi