2026 yılıyla birlikte kredi kartı kullanıcılarını doğrudan ilgilendiren yeni bir düzenleme hayata geçmeye hazırlanıyor. Ekonomi yönetiminden edinilen bilgilere göre, kredi kartlarından yapılacak taksitli nakit avans işlemlerinde uzun süredir uygulanan 3 aylık azami vade değiştirilerek ilk etapta 6 aya, daha sonraki süreçte ise yeniden 12 aya çıkarılacak. Bu değişiklik, hem bireysel tüketicilerin nakit ihtiyacını karşılamasını kolaylaştırmayı hem de bankacılık sistemindeki akışı daha dengeli hâle getirmeyi amaçlıyor.
2023’te Başlayan Kısıtlamaların Etkisi
Haziran 2023’te göreve gelen yeni ekonomi yönetimi, yükselen enflasyonla mücadele kapsamında kredi kartı kullanımını sınırlayan bir dizi adım atmıştı. BDDK tarafından bankalara iletilen sözlü talimatla, taksitli nakit avans vadeleri 12 aydan 3 aya düşürülmüş, ayrıca kart sahiplerinin toplam limitlerinin yalnızca %25’i kadar nakit çekebilmesine izin verilmişti.
Ayrıca nakit avans işlemleri için 25 bin TL’lik tavan sınırı getirilerek talep enflasyonunu baskılamak amaçlanmıştı. Ancak geçen sürede Türk lirasındaki değer kaybı ve artan yaşam maliyeti, bu sınırların pratikte yetersiz kalmasına neden oldu.
Kart Limitlerinde Yeni Değerlendirme
Ekonomideki mevcut koşullar göz önüne alınarak 2026’dan itibaren kredi kartı limitlerinde yeniden düzenlemeye gidilmesi planlanıyor. Sektör kaynaklarına göre, nakit avans üst sınırının 25 bin TL’den 50 bin TL’ye yükseltilmesi gündemde. Bunun yanı sıra düşük limitli kartlarda geçerli olan %25’lik nakit çekim sınırının da artırılması değerlendiriliyor. Bu adımın, özellikle gelir düzeyi düşük kesimlerin nakit ihtiyacını daha rahat karşılamasını sağlayabileceği ifade ediliyor.
Bankacılık Sektöründe Beklenen Gevşeme
Ekonomi yönetimi, 2023–2024 döneminde sıkılaştırılan kredi kartı politikalarının, talep üzerinde beklenen etkiyi yarattığını belirtiyor. 2026 ile birlikte daha dengeli bir para politikası hedefi doğrultusunda bu kısıtlamalarda kademeli gevşemeye gidileceği tahmin ediliyor.
Yeni düzenlemelerin hem tüketiciler hem de bankalar açısından daha esnek bir kullanım alanı açması; aynı zamanda kontrolsüz borçlanmanın önüne geçmek için ölçülü bir çerçeve sunması bekleniyor.





