Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mertay Boran, halk arasında sıkça dile getirilen "bıçak değdi, kanser yayıldı" düşüncesinin gerçeği yansıtmadığını belirterek bu inanışın bilimsel bir temeli olmadığını ifade etti.

“1–30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında değerlendirmelerde bulunan Dr. Boran, akciğer kanserinin akciğer dokusu ve solunum yollarından gelişen bir hastalık olduğunu hatırlatarak, sigara ve tüm tütün ürünlerinin —elektronik sigara dahil— en temel ve aynı zamanda önlenebilir risk faktörü olduğuna dikkat çekti.

“Sigara içmeyen ancak dumana maruz kalanlar da risk altında”

Sigara kullanımının yanı sıra pasif içiciliğin de tehlikeli olduğuna dikkat çeken Dr. Boran, “Günlük içilen sigara miktarı ve kullanım süresi arttıkça akciğer kanseri riski de paralel şekilde yükselir… Ayrıca uzun yıllar sigara içtikten sonra 15–20 yıl geçmiş olsa bile risk tamamen ortadan kalkmayabilir" sözlerini paylaştı.

Akciğer kanseri çoğu zaman sessiz ilerliyor

Hastalığın başlangıç döneminin genellikle belirti vermediğini belirten Dr. Boran, uzun süren öksürük, ses kısıklığı ve kanlı balgam gibi şikâyetlerin gecikmeden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“Erken evre akciğer kanserlerinin önemli bir bölümü tesadüfen tespit edilmektedir” diyen Boran, özellikle uzun yıllar sigara kullanmış kişilerin 50–60 yaş aralığından sonra düzenli görüntüleme kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.

Erken teşhis edilen akciğer kanserinde tedavi başarısının yüzde 80’e kadar ulaşabildiğini ekledi.

“Erken evre akciğer kanseri tamamen tedavi edilebilir”

Erken evrede cerrahinin ideal tedavi yöntemi olduğunu belirten Dr. Boran, “Kanserli akciğer bölümünün ameliyatla çıkarılması hastanın yaşam şansı açısından çok değerlidir” dedi.

Her hastanın cerrahi için uygun olmayabileceğine dikkat çeken Boran, solunum fonksiyonlarının bu süreçte kritik rol oynadığını söyledi.

Radyolojik incelemelerle planlanan ameliyatların klasik açık cerrahi, videotorakoskopik veya robotik yöntemlerle gerçekleştirildiğini ifade eden Boran, hastaların kendi şehirlerinde operasyon olabilmesinin iyileşme sürecine olumlu yansıdığını aktardı.

Akciğer ameliyatı için büyük şehirlere gitmeye gerek yok

Türkiye’de hemen her ilde göğüs cerrahisi merkezlerinin bulunduğunu ifade eden Dr. Boran, akciğer ameliyatlarının modern tekniklerle devlet ve üniversite hastanelerinde başarıyla yapıldığını belirtti.

Ameliyat sonrası sürece ilişkin de bilgi veren Boran, “Ameliyat sonrası yaşanan ağrı ise geçicidir ve kontrol altına alınabilir önemli bir şikayettir” dedi.

Ayrıca üniversitede hastaların en az 5 yıl boyunca takip edildiğini, uzun süreli takip edilen hastalarla güçlü bir bağ oluştuğunu ifade etti.

Cerrahiye uygun olmayan hastalarda diğer tedaviler uygulanıyor

Cerrahi yapılamayan durumlarda kemoterapi, immünoterapi, akıllı ilaç tedavileri ve radyoterapi gibi yöntemlerin tercih edildiğini söyleyen Boran, bu tedavilerin cerrahiye göre daha fazla yan etki oluşturabildiğini dile getirdi.

“Sağlıklı yarınlar için sigaranın bırakılması büyük önem taşıyor”

Toplumda sıkça dile getirilen "bıçak değdi, kanser yayıldı" inanışının doğru olmadığını tekrarlayan Dr. Boran, genç yaşlarda başlayan sigara kullanımının ilerleyen yıllarda ciddi sonuçlar doğurduğunu söyledi.

Açıklamasını, “Erken evre akciğer kanseri tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sağlıklı ve keyifli yarınlar için sigaranın mümkün olan en kısa sürede bırakılması ve göğüs cerrahisi kliniklerinde düzenli kontrollerin aksatılmaması büyük önem taşımaktadır" ifadeleriyle tamamladı.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı