Kastamonu’da, Anadolu'nun dört manevi direğinden biri olarak kabul edilen Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin kabrinin bulunduğu külliye, her yıl yerli ve yabancı binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Külliyedeki müze ise, sergilenen sarıklar ve tarihi eserlerle büyük ilgi görüyor.
Şeyh Şaban-ı Veli’nin Hayatı ve Önemi
1481-1569 yılları arasında yaşayan ve Halvetiyye tarikatının Şabaniyye kolunun kurucusu olan Şeyh Şaban-ı Veli, Anadolu’nun yanı sıra Balkanlar, Kuzey Afrika ve Güney Asya’da da dönemin önemli şeyhlerinden biri olarak kabul görüyor. "Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle" ve "Üryan geldik, üryan gideceğiz" gibi sözleriyle tanınan Şeyh Şaban-ı Veli’nin 360 kadar halife yetiştirdiği rivayet ediliyor.
Külliye ve Müzesi
Kastamonu’nun Hisarardı Mahallesi’nde yer alan Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi, cami, türbe, hazire, asa suyu, şadırvan ve dergah evlerinden oluşuyor. Caminin ilk inşası 1460 yılı öncesine dayanırken, daha sonra Sultan 3. Murad’ın hocası Şucaeddin Efendi tarafından yeniden yaptırıldı. Dergah evleri ise 1900 yılında Mahmut Paşa tarafından yeniden inşa edildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen külliye, 2007 yılında ‘Şeyh Şaban-ı Veli Vakıf Müzesi’ olarak ziyarete açıldı. Müze üç katlı yapısıyla Kastamonu’nun vakıf ve tasavvuf tarihine ışık tutuyor. Müzenin koleksiyonunda 2 bin 319 eser bulunuyor ve bunlardan 45’i sarık. En eski eser ise 1181 yılına tarihlenen bir Kur’an-ı Kerim.
Sarıklar ve Manevi Semboller
Müze koleksiyonundaki sarıklar, hem dini hem tasavvufi semboller taşıyor. Halil Alper, sarıklar hakkında şu bilgileri verdi: "Müze koleksiyonunda 45 adet sarık yer almakta olup, bu sarıklar tarikatlara, zikir yöntemlerine ve sembolik anlamlara göre farklılık göstermektedir. Sarık sünnet olarak kabul edilen, Hz. Peygamber'in yeşil, siyah ve beyaz renklerde kullandığı bir baş örtüsüdür. Siyah sarık savaşlarda, yeşil ise Miraç sonrası özel zamanlarda kullanılmıştır. Sarığın uç kısmına ‘taylasan' veya ‘risale' denir. Taylasan sarkıtma biçimi, kişinin tasavvufi yolculuğunu sembolize eder. Destar, altlı üstlü kat kat sarılan sarık türüdür. Fenâî, düz ve yassı biçimde sarılan sarıktır. Risale, sarığın üzerine bağlanan tülbenttir. Şeyhliği sembolize eder. Taylasan, sarığın uç kısmıdır, uzunluğu ve yönü çeşitli anlamlar taşır. Terksiz saadet tacı ise, dikişsiz, sade, içi pamuk dolgulu, şeriat ve tasavvufun bütünlüğünü temsil eder. İki terkli elifi tacı da kadiri, nakşi ve kalenderi dervişlerine ait olup ‘kün' emrini ve Allah'ın yaratma kudretini sembolize eder. Üç terkli sikke-i zehebn, Allah isminin harflerine ve edep kavramına işaret eder. Dört terkli tac, tevhid kelimesine, dört mezhebe ve tin suresine işaret eder. Beş terkli tac, İslam'ın beş şartı, beş vakit namaz ve insanın beş duyusunu sembolize eder. Altı terkli tac, az yemek, az uyumak gibi altı tasavvufi ilkeden oluşur. Yedi terkli tac, Fatiha suresi, tevhid kelimesi, yedi azamız gibi anlamlar taşır. On iki terkli tac, tevhid ve risalet ifadelerindeki harf sayısına, burçlara ve on iki büyük pirin manevi işaretine karşılık gelir. Dört terk üzerine kırk dallı tac, Halvetî tarikatına özgüdür ve nefis terbiyesindeki kırk manevi menzili temsil eder"
Ziyaretçi Sayıları
Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürü Halil Alper, külliyenin 2007 yılından bu yana yaklaşık 1,77 milyon kişi tarafından ziyaret edildiğini belirtti. 2024’te 87 bin 602, 2025’in ilk 7 ayında ise 51 bin 429 kişi külliyeyi ziyaret etti. Alper, "Her yıl yerli ve yabancı pek çok ziyaretçiyi ağırlayan bu külliye, geçmişin değerlerini günümüze taşıyan önemli bir manevi durak olarak varlığını sürdürüyor" dedi.
m