Türkiye’nin en aktif deprem kuşaklarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyinde yer alan Kastamonu’da doğrudan bir fay hattı bulunmuyor. Ancak uzmanlar, bu durumun bölgedeki deprem riskini ortadan kaldırmadığını vurguluyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kastamonu’daki deprem riskiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kastamonu’nun Deprem Haritasındaki Yeri
Prof. Dr. Üşümezsoy, Kastamonu’nun Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın hemen kuzeyinde konumlandığını ve kentte ek bir fay hattının bulunmadığını belirtti. “Kastamonu’da doğrudan fay hattı yok, ancak Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda meydana gelecek büyük bir deprem Kastamonu’da da hissedilir” diyen Üşümezsoy, fayın etkisinin sadece doğrudan üzerinde değil, çevre illerde ve bölgelerde de önemli olduğunu ifade etti.
Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Bölgesel Etkileri
Kuzey Anadolu Fay Hattı, Marmara’dan başlayıp Doğu Anadolu’ya kadar uzanan ve Türkiye’nin en önemli deprem bölgelerinden biri. Tarihte birçok yıkıcı depreme neden olan bu fay hattının hareketliliği, çevresindeki illerde ciddi sarsıntılara yol açabiliyor. Prof. Dr. Üşümezsoy, “Fay hattı üzerindeki büyük bir kırılma sadece o bölgeyi değil, civar illeri ve Kastamonu gibi komşu şehirleri de etkileyebilir” uyarısında bulundu.
Depreme Hazırlık ve Risk Yönetimi
Uzman, Kastamonu’da yaşayan vatandaşların deprem riskine karşı bilinçli olması gerektiğini belirtti. Fay hattı olmaması, riskin tamamen yok olduğu anlamına gelmiyor. Üşümezsoy, “Deprem anında nasıl davranılması gerektiği konusunda halkın bilinçlendirilmesi, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi son derece önemli” dedi.
Bölge İçin Alınacak Önlemler
Kastamonu gibi fay hattının hemen yanında yer alan bölgelerde, yapı denetimleri ve acil durum planlamalarının düzenli olarak yapılması gerektiğinin altını çizen Üşümezsoy, yerel yönetimlere ve vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu: “Deprem çantası hazırlayın, acil toplanma alanlarını öğrenin ve yapıların güvenlik sertifikalarını takip edin. Böylece olası bir depremde can kayıplarını azaltabiliriz.”
