VM Medical Park Bursa Hastanesi Hematoloji Uzmanı Dr. Ülkü Ozan, lenfomanın erken teşhis edildiğinde büyük oranda tedavi edilebildiğini vurguladı. Halk arasında “lenf kanseri” olarak bilinen bu hastalık, bağışıklık sisteminde yer alan lenfositlerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkıyor.

Lenfomanın Belirtileri Nelerdir?

Lenfositler; lenf nodları, dalak, timus, bademcik, kemik iliği ve kanda yoğun şekilde bulunuyor. Lenfomalar çoğunlukla boyun, koltuk altı ve kasıklarda ağrısız lenf düğümleri ile kendini gösteriyor.
Göğüs boşluğundaki lenf nodlarının büyümesi ise nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde ve boyunda şişlik gibi sorunlara yol açabiliyor. Karın bölgesinde büyüyen lenf bezleri karaciğer ve dalağı etkileyerek karında şişkinlik, ağrı, ishal ya da kabızlığa neden olabiliyor. Ayrıca bu bölgelerdeki lenf düğümlerinin baskısı bacaklarda ödem ve damar tıkanıklıkları oluşturabiliyor.

Daha nadir durumlarda mide, bağırsak, beyin, akciğer ve kemik gibi lenf nodu dışı organlarda tutulum görülebiliyor. Bazı hastalar ise yalnızca kansızlık ve dalak büyümesi şikâyetiyle başvurabiliyor.

B Semptomlarına Dikkat

Hematoloji Uzmanı Dr. Ülkü Ozan

Dr. Ozan, lenfomanın en önemli uyarı işaretlerinden birinin “B semptomları” olduğunu belirtiyor. Nedeni açıklanamayan yüksek ateş, aşırı gece terlemesi, iştahsızlık, son altı ayda yüzde 10’dan fazla istemsiz kilo kaybı ve yaygın kaşıntı bu semptomların başında geliyor.

Tanı Süreci Nasıl İşliyor?

Lenfomadan şüphelenilen hastalarda kan tahlilleri, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve kesin tanı için biyopsi uygulanıyor. Uygun lenf nodu bulunamadığında veya kansızlık mevcutsa kemik iliği biyopsisi de yapılabiliyor. Ayrıca sinir sistemi tutulumundan şüphelenilen olgularda beyin omurilik sıvısının incelenmesi gerekebiliyor.

Hodgkin ve Non-Hodgkin Lenfoma

Lenfomalar iki ana gruba ayrılıyor: Hodgkin ve Non-Hodgkin.

  • Hodgkin lenfoma, özellikle 20-40 yaş arası gençlerde görülüyor ve çocukluk çağı kanserlerinde ikinci sırada yer alıyor.

  • Non-Hodgkin lenfoma ise daha çok orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkıyor ve tüm lenfoma türlerinin yüzde 85’inden fazlasını oluşturuyor.

Tedavi yöntemleri hastalığın alt tipine, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiyor. Kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve CAR-T hücre tedavileri öne çıkan seçenekler arasında bulunuyor. Dirençli veya tekrarlayan vakalarda kök hücre nakli de uygulanabiliyor.

Erken Teşhisin Önemi

Dr. Ozan, erken teşhisin tedavi başarısını büyük oranda artırdığını vurguladı. Günümüzde Non-Hodgkin lenfoma hastalarının yüzde 80’inden fazlasında, erken teşhis ile tam yanıt alınabiliyor. Ayrıca Hodgkin lenfoma, kemoterapiyle tamamen şifa sağlanan ilk kanser türü olma özelliğini taşıyor.

Uzmanlar, bu nedenle lenfoma belirtilerinin göz ardı edilmemesi ve vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerektiğini belirtiyor.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı