Kira davalarının hızla arttığı dönemde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kiracı–ev sahibi uyuşmazlıklarında yeni bir içtihada imza attı.
Yüksek Mahkeme, kira sözleşmesi dolmadan “konut ihtiyacı” gerekçesiyle açılan tahliye davasında ev sahibini haksız buldu ve belirli süreli sözleşmelerde tahliye talebinin ancak sürenin bitiminden sonra yapılabileceğine hükmetti.
Ev Sahibinden ‘Konut İhtiyacı’ Gerekçesiyle Tahliye Talebi
NTV’den Burak Taşçı’nın haberine göre, ev sahibi Semiha Koldaş ve Yusuf Koldaş, 15 Ağustos 2020 tarihinde beş yıllık kira sözleşmesiyle kiraya verdikleri evi tahliye ettirmek için dava açtı.
Ev sahipleri, konutu kendilerinin ve çocuklarının ihtiyacı olduğunu belirterek kiracı Bayram Ok’un evi boşaltmasını talep etti.
Kiracı tarafının avukatı Muhammed Ok ise, davacıların ihtiyaç gerekçesinin samimi olmadığını belirterek davanın reddini istedi.
İlk Mahkeme Tahliyeye Karar Verdi, Ancak Süre Dolmadan Dava Açılmıştı
İlk derece mahkemesi, ev sahiplerinin başka bir taşınmazı bulunmadığına ve ihtiyaçlarının gerçek olduğuna kanaat getirerek tahliye talebini kabul etti. Ancak dava, 1 Aralık 2023 tarihinde açılmıştı ve kira sözleşmesi 15 Ağustos 2025 tarihinde sona erecekti.
Yargıtay, bu detayın kanunda açık şekilde düzenlendiğini hatırlatarak, süresi dolmadan açılan tahliye davasının usule aykırı olduğuna hükmetti.
Yargıtay: “Belirli Süreli Sözleşmelerde Tahliye Sadece Süre Bitiminde Mümkündür”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararında, “Belirli süreli kira sözleşmesinin süresi dolmadan tahliye davası açılamaz. Tahliye talebi ancak sürenin bitiminden sonra gündeme gelebilir.” ifadeleri yer aldı.
Bu gerekçeyle, ilk derece mahkemesinin verdiği karar kanun yararına bozuldu.
Yargıtay, temyiz başvurusunu kabul ederek sözleşme süresi bitmeden yapılan tahliye talebini geçersiz saydı.
Kiracılar İçin Emsal Niteliğinde Karar
Bu karar, kira sözleşmesi devam ederken tahliye baskısıyla karşılaşan kiracılar için emsal niteliğinde değerlendiriliyor.
Uzmanlara göre, Yargıtay’ın bu kararı kiracının barınma hakkını korurken, ev sahibi–kiracı ilişkilerinde hukuki dengeyi güçlendirecek.
Yargıtay’ın emsal kararı, bundan sonraki benzer uyuşmazlıklarda da mahkemelere yön verecek nitelikte.
