Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde, tarihi 12 bin yıl öncesine uzanan ve “Hitit buğdayı” olarak da bilinen coğrafi işaretli siyez buğdayının hasadı başladı. Anadolu’nun en eski tarım ürünlerinden biri olarak kabul edilen siyez, doğal yapısı ve besin değeriyle hem yurt içinde hem de yurt dışında yoğun talep görüyor.
12 Bin Dekarlık Alanda Üretim
İhsangazi’de yaklaşık 12 bin dekarlık arazide ekimi yapılan siyez buğdayı, bölgede “kabulca” veya “kaplıca” isimleriyle de biliniyor.
Üretilen siyezin yaklaşık yüzde 70’i bulgur olarak değerlendirilirken, kalan kısmı un ve yem üretiminde kullanılıyor. Tarım ilacı ve kimyasal gübreye ihtiyaç duymadan yetişebilen bu nadir tahıl, özellikle organik tarıma yönelen tüketicilerin ilk tercihi oluyor.
Organik Tarıma İlgi Artıyor
Siyez buğdayı, dayanıklı yapısı ve yüksek besin değerleri sayesinde son yıllarda yurt dışı pazarında da dikkat çekiyor. Ata tohumu olarak bilinen bu buğday, genetiği hiç değişmeden günümüze ulaşmış olmasıyla da öne çıkıyor. Biçerdöverlerle yapılan hasat, yerli üreticilerin yüzünü güldürdü. Çiftçiler, bu yılki verimin beklentilerin üzerinde olduğunu dile getiriyor.
Üreticiler Rekoltedan Memnun
Siyez üreticisi Sabahattin Ciğerci, bu yıl bereketli bir sezon geçirdiklerini belirterek, “Hasadımıza başladık. İnşallah verimli bir yıl olur. Ürünlerimizi işleyip tüm Türkiye’ye göndermeyi planlıyoruz” dedi.
Bir diğer üretici Yasin Ciğerci ise süreci şöyle anlattı: “Geçtiğimiz yıl ekim ayında toprakla buluşturduğumuz buğdayımızın büyümesini düzenli takip ettik.
Şimdi olgunlaşan ürünümüzü biçiyoruz. Taş değirmenlerde işleyerek katma değerli ürünlere dönüştürecek ve ülke genelinde satışını yapacağız.”
Ata Tohumunu Geleceğe Taşıyorlar
Siyez buğdayının, 12 bin yıllık geçmişiyle genetiği bozulmadan günümüze kadar ulaşmış çok değerli bir tahıl olduğuna dikkat çeken üreticiler, bu geleneği yaşatmaya kararlı olduklarını vurguluyor.
Organik yapısı, sağlıklı içeriği ve lezzetiyle dikkat çeken siyez, hem çiftçilerin hem de tüketicilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor.