Göğüs hastalıklarında erken ve doğru teşhis, tedavi sürecinin başarısını doğrudan etkileyen en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Son yıllarda yaygınlaşan Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS) yöntemi ise özellikle akciğer hastalıklarının tanısında öne çıkan, yüksek doğruluk oranına sahip modern bir teknoloji olarak dikkat çekiyor. Medicana Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Burgazlıoğlu, EBUS sayesinde birçok hastada cerrahi bir işleme gerek kalmadan kesin teşhis konulabildiğini vurguladı.
Akciğer Yapısının Derinliklerine Güvenli Erişim

EBUS’un klasik bronkoskopinin erişemediği bölgelere ulaşmayı mümkün kıldığını ifade eden Dr. Burgazlıoğlu, bu yöntemin modern tıbbın sunduğu en gelişmiş tanısal tekniklerden biri olduğunu belirtti. Bronkoskopi cihazının ucuna yerleştirilen özel ultrason probu sayesinde hem akciğer dokusunun iç yapısı hem de çevredeki lenf bezleri yüksek çözünürlükle görüntülenebiliyor.

Dr. Burgazlıoğlu, “Bu yöntemle derin bölgelerdeki dokuları değerlendirebiliyor, gerektiğinde ince iğne aracılığıyla biyopsi alarak kesin tanıya ulaşabiliyoruz. Böylece pek çok hastada artık cerrahi müdahaleye gerek duymadan teşhis koyabiliyoruz” dedi.
Akciğer Kanseri Şüphesinde Büyük Kolaylık

EBUS’un özellikle akciğer kanseri şüphesi bulunan hastalarda hem teşhis hem de evreleme amacıyla kullanıldığını belirten Dr. Burgazlıoğlu, bu tekniğin diğer kullanım alanlarını şu şekilde sıraladı:
-
Görüntüleme yöntemleri ile lenf bezi büyümesi tespit edilen olgular
-
Sarkoidoz, tüberküloz gibi hastalıkların tanılanması
-
Nedeni bilinmeyen mediastinal kitlelerin değerlendirilmesi
İşlemin sedasyon veya hafif anestezi altında konforlu biçimde gerçekleştirildiğini aktaran Burgazlıoğlu, ağız yoluyla ilerletilen bronkoskopla hedef bölgenin ultrason eşliğinde görüntülendiğini ve ince bir iğne ile doku örneği alındığını belirtti. Ortalama 30–45 dakika süren işlemden sonra hastalar birkaç saat gözlemlenerek aynı gün taburcu edilebiliyor.

Cerrahi Gerektirmeyen Güvenli Bir Yöntem
EBUS’un en önemli avantajlarından birinin cerrahi girişim ihtiyacını ortadan kaldırması olduğuna dikkat çeken Dr. Burgazlıoğlu, yöntemin radyasyon içermediği için son derece güvenli olduğunu ifade etti. Teşhis oranının yüksek, komplikasyon riskinin ise oldukça düşük olduğunu söyleyen uzman hekim, hastaların çoğunun işlem sonrası günlük yaşamlarına hızla dönebildiğini belirtti.
Dr. Burgazlıoğlu, “İşlem sonrasında boğazda hafif bir ağrı veya kısa süreli ses kısıklığı görülebilir ancak bu şikâyetler kendiliğinden hızla kaybolur. Hastalar genellikle ertesi gün rutin yaşamlarına rahatlıkla devam edebilmektedir” dedi.





