Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde yaşanan büyük felakette 65 kişi hayatını kaybederken, 7 kişi de halen kayıp olarak aranmaya devam ediyor. Aradan geçen dört yılda, devletin ve yerel halkın özverili çalışmalarıyla Bozkurt adeta küllerinden yeniden doğdu. Bugün ilçede hayat normale dönmüş olsa da, Bozkurtlular yaşadıkları acı dolu günleri hafızalarından silemiyor.
Selin Yaraları Devletin Kararlı Müdahalesiyle Sarıldı
11 Ağustos 2021’de gerçekleşen ve bölge tarihine kara bir gün olarak geçen sel felaketinde, Bozkurt en ağır darbeyi aldı. İlçede pek çok yapı harabeye dönerken, çok sayıda vatandaş yaşamını yitirdi. O anın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sel bölgesine giderek yerinde incelemelerde bulundu ve acil hasar tespit ile onarım talimatlarını verdi.
Bu talimatlar doğrultusunda selin ana kaynağı olan Ezine Çayı’nın yatağı genişletildi; eski 30 metrelik yatak, 72 metreye çıkarılarak taşkın riskinin önüne geçildi. Selin hızı azaltmak amacıyla brit ve tersip bentleri inşa edildi, ayrıca çayın üzerine dört adet araç köprüsü ve iki yaya köprüsü yapıldı. Yaklaşık 6 kilometrelik çay kenarına, 3,5 metre yüksekliğinde betonarme koruma duvarları örülerek sel felaketlerinin tekrarlanması önlenmeye çalışıldı.
TOKİ'nin Kalıcı Konutları ve Modern Altyapı Yatırımları
Bozkurt’ta yaşanan büyük yıkımın ardından TOKİ, ilçe genelinde yüzlerce modern ve sağlam kalıcı konut ile iş yerleri inşa etti. Kentsel dönüşüm projeleriyle yıkılan alanlar yeniden şekillendirildi, vatandaşlara güvenli ve çağdaş yaşam alanları sunuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hızlı müdahalesiyle ilçeye doğalgaz altyapısı da kısa sürede getirildi. Böylece Bozkurt, hem barınma hem de altyapı açısından köklü bir değişim ve gelişim yaşadı.
Acılar Hafızalarda Canlı: Bozkurt’un Unutulmayan Felaket Günü
Devletin tüm desteğine rağmen, Bozkurt halkının kalbindeki yaralar hâlâ derin. Selde yakınlarını kaybedenler, o karanlık günü unutamıyor.
Yaşadıklarını içtenlikle anlatan Şükriye Görgü, "Yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz ama kaybettiğimiz arkadaşlarımız var. O gün sel sabah saatlerinde gerçekleşti ve ani bir şekilde oldu. Herkes bir kaos içerisinde kaçmaya çalıştı. Hepimiz dükkanlarımızdaydık. Canımızı bir şekilde kurtardık ama kurtulamayan arkadaşlarımız oldu. Herkese Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaralarımızı bir şekilde sarmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Biz o günü düşünmemeye çalışıyoruz"
İlçenin yeniden yapılanmasına rağmen geçmişi düşünmemeye çalıştıklarını söyleyen Görgü, “Bozkurt şimdi çok daha güzel. Şehir planlaması değişti, yeni iş kolları açıldı, parklar yapıldı. Yaralarımızı kapatmaya başladık ama o günü unutmak zor. Şimdi olsa o gün dükkâna dönmezdim,” dedi.
"Sevdiğimiz insanlar o selde Hak'ın rahmetine kavuştu "
Selin ilk yıktığı binalardan biri olan Ölçer Apartmanı’nda yaşayan İlyas Kalabalık ise, ailesiyle birlikte o felaket gecesini nasıl atlattıklarını anlattı:
"Sel günü, kafem vardı, ailemle birlikte orada sele yakalandım. Bir komşumuzun evine sığındık. Sabah da polis ekipleri bizi kurtardı. Biz selde ilk yıkılan bina olan Ölçer Apartmanında yaşıyorduk. Selin debisinin yüksekliğinden dolayı bina yıkılıyor. Yıkıldığından bizim haberimiz yoktu, ertesi gün haberimiz oldu. O gün telefonlar çekmediği için ve komşumuzun evinde mahsur kaldığımız için hiçbir şeyden haberimiz olmadı. Biz kurtulduktan sonra binanın yıkıldığını ve can kayıplarının olduğunu öğrendik. Komşularımız, arkadaşlarımız, kuzenlerimiz, sevdiğimiz insanlar o selde Hak'ın rahmetine kavuştu. İnsan üzülüyor. Yaşamak lazım. Onu nasıl anlatacağını kelimelere dökemiyorsun. Deprem bölgesinde de orman yangınlarında da aynı hassasiyetler vardı. Can kaybı olan yerlerde insan ister istemez üzülüyor" dedi.