Türk tiyatrosu ve sinemasının unutulmaz karakter oyuncularından Faik Coşkun, 10 Nisan 1914’te Kastamonu’da dünyaya geldi. Tiyatrocu Selim Bey ile Direklerarası’nın ünlü kantocusu Madam Mary’nin oğlu olan Coşkun, adeta sahnenin içine doğmuştu. Anne ve babası Kastamonu’da tiyatro turnesindeyken, sahne günü dünyaya gözlerini açan sanatçı, henüz bebekken kulislerin havasını soludu.
Çocuk Yaşta Profesyonel Oyunculuk
1924 yılında, yalnızca 10 yaşındayken “Hamdi Paşa’nın Katili” oyunuyla profesyonel oyunculuğa adım atan Coşkun, sahnede sergilediği doğal yeteneğiyle dikkat çekti. 60 yılı aşan sanat hayatında Aktör Şadi Karagözoğlu, Raşit Rıza, Kel Hasan ve Komik-i Şehir Naşit gibi dönemin efsane tiyatrocularıyla çalışarak tecrübesini pekiştirdi.
Yeşilçam’ın Vazgeçilmez Meyhanecisi
1932 yılında, usta yönetmen Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Bir Millet Uyanıyor filmiyle sinema dünyasına adım atan Coşkun, hem tiyatro hem sinema sahnesinde aktif oldu. Yüzlerce yapımda karakter rollerine hayat verdi, ancak onu Yeşilçam seyircisinin hafızasına kazıyan en önemli unsur, meyhaneci tiplemeleri oldu. Onun sahneleri, meyhane atmosferinin tüm ayrıntılarını perdeye taşıyan, izleyiciye adeta kokusunu hissettiren sahnelerdi.
Sanata Adanmış Bir Yaşam
Faik Coşkun, 1975 yılında felç geçirmesine kadar oyunculuğu bırakmadı. Üç Arkadaş, Acı Hayat, Veda, Kardeşim, Sokaklardan Bir Kız, Cici Gelin, Fadime, Ah Müjgan Ah gibi Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinde yer aldı. Rol aldığı her yapım, onun sanata olan tutkusu ve disiplininin bir göstergesiydi.
Kastamonu’dan Türkiye’ye Uzanan Başarı Hikâyesi
Doğduğu şehir Kastamonu, Coşkun’un hikâyesinde sadece bir memleket değil, aynı zamanda sanatla tanıştığı ilk yer oldu. Kastamonu, Türk tiyatrosu ve Yeşilçam’a böylesine değerli bir isim kazandırmanın gururunu taşırken, Faik Coşkun da köklerinden kopmadan Türkiye’nin dört bir yanında sahne aldı.
Unutulmaz Eserleri
1958 yapımı Üç Arkadaş filmindeki Abdülrezzak Efendi rolünden, 1960’lı ve 70’li yılların sevilen filmlerine kadar geniş bir filmografiye sahip olan Coşkun, her karakteri kendi üslubuyla zenginleştirdi. Seyircinin gönlünde yer eden bu usta oyuncu, Türk sinema ve tiyatro tarihinde silinmez bir iz bıraktı.