Türkiye’de çay, sabahın ilk cümlesi gibi; kahvaltıda başlar, gün içinde molalara eşlik eder, akşam sohbetlerini uzatır. Bu kadar sık tüketilen bir ürün olunca, bardağa düşen en küçük şüphe bile insanın aklını kurcalıyor. Son günlerde “tavşan kanı” diye pazarlanan bazı çaylarda doğal renk yerine gıda boyası kullanıldığı iddiası da tam olarak bu yüzden tedirginlik yaratıyor.

Uzmanların altını çizdiği nokta net: Mevzuata göre çaya aroma ya da gıda boyası eklenmesi kabul edilmiyor. Dünya Gazetesi'nin haberine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025’te yayımladığı taklit ve tağşiş listesinde, 9 ithal firmanın çayında gıda boyası tespit edildiği bilgisinin yer alması da tartışmayı büyüten başlıklardan biri oldu. Tüketici açısından asıl soru ise şu: “Bunu evde anlayabilir miyim?”

Hileli çay evde nasıl fark edilir?

Çayın hileli olup olmadığını tek başına gözle kesinleştirmek kolay değil. Yine de uzmanların pratikte önerdiği bazı ipuçları var. Demlenen çayın rengi kendine özgü kırmızılığını verirken aynı zamanda berrak kalmalı; yani bardak doluyken bile arka tarafı seçilebilir olmalı. Eğer çayda belirgin bir puslanma, bulanıklık ya da dibe doğru çöken garip bir görüntü oluşuyorsa, bu durum şüphe uyandırabilir. Fakat bu işaretler tek başına “kesin kanıt” sayılmıyor; net tespit için laboratuvar analizi gerekiyor.

Sağlık açısından neden önemseniyor, ne yapılmalı?

Gıda boyaları bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara, kaşıntıya ya da sindirim şikâyetlerine yol açabiliyor. Uzun vadeli etkiler ise boyanın türüne ve maruziyete göre değişebiliyor; bu yüzden uzmanlar temkinli bir yaklaşım öneriyor. En güvenli yol, kayıtlı üreticilerin ambalajlı ürünlerini tercih etmek, etiketi okunur ve izlenebilir ürünlerden şaşmamak. Açıkta satılan, rengi “fazla iddialı” duran ya da normalden farklı bir görünüm veren çaylarda ise seçici davranmak, hem bütçeyi hem sağlığı koruyan basit bir önlem olarak öne çıkıyor.

Kaynak: Haber Merkezi