Gelecek yıla yaklaşırken internette aynı soru sık sık karşımıza çıkar oldu: “Baba Vanga 2026 için ne söylemişti?” Yıllar önce hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, ona atfedilen kehanetler hâlâ milyonlarca insanın ilgisini çekiyor. Kimileri bu sözleri ciddiye alıyor, kimileri ise tümünü abartılı bir efsane olarak görüyor ama sonuç değişmiyor. Baba Vanga ismi, bir kez daha gündemde.
Bu tartışmaların merkezinde özellikle 2026 yılına ilişkin iddialar yer alıyor. Uzaylı temasından yapay zekaya, tıptaki büyük sıçramadan insan ömrünün uzamasına kadar pek çok başlık dolaşıyor.
Kahin Baba Vanga kimdi?
Baba Vanga, Balkanlarda yaşamış, çocukken geçirdiği bir olay sonrası görme yetisini kaybetmiş ve daha sonra çevresinde “kâhin” olarak anılmaya başlamış bir isim. Ona inananlar, bazı büyük olayları yıllar öncesinden haber verdiğini savunuyor. Daha mesafeli bakanlar ise, çoğu anlatının zaman içinde kulaktan kulağa büyütülerek aktarıldığını düşünüyor.
Net olan şu ki, Baba Vanga bugün artık yalnızca bir kişi değil, aynı zamanda gizem, kehanet ve bilinmezlik kavramlarının sembollerinden biri hâline gelmiş durumda.
2026 kehanetleri: Uzaylılar, teknoloji ve uzun ömür
2026 yılıyla ilgili en çok konuşulan iddialardan biri, Dünya ile “bilinmeyen bir medeniyet” arasında yaşanacağı söylenen temas. Anlatılanlara göre insanlık, dev bir araçla gelen ve bugüne kadar tanımadığı bir uygarlıkla ilk kez karşı karşıya gelecek. Bu temasın da tüm dünyanın dikkatle takip ettiği büyük bir spor organizasyonu sırasında gerçekleşeceği öne sürülüyor. Bu yüzden pek çok kişi, bu yorumları 2026’da yapılacak büyük turnuvalarla birleştirerek anlamlandırmaya çalışıyor.
Bir başka dikkat çekici başlık ise teknolojiye dair. Baba Vanga’ya atfedilen sözlerde, yapay zekanın kontrol edilmesi zor bir seviyeye ulaşacağı, insan kararları üzerinde daha baskın hâle geleceği ve bunun da yeni tartışmaları beraberinde getireceği söyleniyor.
Tıp dünyası ile ilgili kehanet kısmında ise yapay organ üretiminin yaygınlaşacağı, bu sayede insan ömrünün 120 yıla kadar çıkabileceği iddiası öne çıkarılıyor. Özellikle sağlık alanındaki hızlı gelişmeler düşünüldüğünde bu tür söylemler merak uyandırsa da, tarih verilerek yapılan bu tür iddialar doğal olarak temkinli bir gözle okunuyor.
Kehanetleri nasıl okumalı?
Baba Vanga kehanetlerinin büyük bölümü, yazılı ve resmî bir kayda değil, yıllar içinde dilden dile aktarılan anlatılara dayanıyor. Bu nedenle söz konusu iddiaları “kesin olacak” gözüyle değerlendirmek yerine, daha çok insanların geleceğe dair korku ve beklentilerini yansıtan hikâyeler gibi görmek daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir.
Yine de içinde yaşadığımız belirsizlik çağında bu tür kehanetlerin ilgi çekmesi şaşırtıcı değil. 2026 yılına adım adım yaklaşırken, Baba Vanga ismi etrafında örülen bu anlatılar konuşulmaya devam edecek. Fakat gerçek değişimi belirleyecek olan şey, kehanetler değil, bilimin, toplumların ve insanların attığı somut adımlar olacak.
