Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, resmi nikahın ardından düğün yapılmaması ve eşe karşı kıskanç tutum sergilenmesini boşanma davasında tam kusur gerekçesi sayan yerel mahkeme kararını onayladı. Bu karar, boşanma davalarında benzer durumlar için emsal niteliği taşıyor.
Olay Burdur’da Yaşandı
Burdur’da görülen karşılıklı boşanma davasında, kadın eşinden “resmi nikah sonrası düğün yapılmaması” ve “aşırı kıskanç davranışlar” nedeniyle ayrılmak istedi. 10 Haziran 2021 tarihinde resmi nikah kıydıklarını belirten kadın, eşinin düğün için sürekli bahaneler ürettiğini ve süreci kasıtlı olarak geciktirdiğini iddia etti. Kadın, “Gerçek bir aile ortamı kuramadık, düğün kocamın isteğiyle iptal edildi” diyerek evliliğin temelinden sarsıldığını savundu.
Ayrıca eşinin kendisine karşı tahammülsüz ve baskıcı davrandığını, dışarı çıkmasına bile izin vermediğini ifade eden kadın, 100 bin TL manevi tazminat talep etti.
Koca İddiaları Reddetti
Erkek tarafı ise eşinin iddialarını reddederek düğün konusunda istekli olduğunu ve evlilik birliği için çaba gösterdiğini öne sürdü. Ayrıca karşı dava açarak 30 bin TL manevi tazminat talebinde bulundu.
Yerel Mahkeme Erkeği Kusurlu Buldu
Bucak 2. Aile Mahkemesi, erkeğin düğün sürecinde belirleyici olduğunu, ancak süreci yavaşlattığını ve evlilik boyunca kıskanç tavırlar sergilediğini tespit etti. Mahkeme, tarafların boşanmasına, erkeğin tam kusurlu sayılmasına ve kadına 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Karar Temyiz Sürecinden Geçti
Karar, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından da onaylandı. Son olarak dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun buldu.
Yargıtay Gerekçesi: Karar Hukuka Uygun
Yargıtay, kararına ilişkin gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:
“Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre usul ve kanuna uygun olup, erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”