KONDA Araştırma Şirketi'nin kamuoyuyla paylaştığı verilere göre, Türkiye'de bireylerin dinî kimlik tanımlamalarında son 16 yılda kayda değer bir değişim yaşandı. Araştırmanın kapsamına 6.137 kişi dahil edildi ve sonuçlar 2008 yılında gerçekleştirilen benzer bir çalışma ile karşılaştırıldı.
2008 yılında toplumun %55’i kendini “dindar” olarak tanımlarken, bu oran 2025 yılı itibarıyla %46’ya geriledi. Bu düşüş, toplumun dinî değerler konusundaki algılarında önemli bir dönüşüm yaşandığını ortaya koydu.
İnançsızlıkta Belirgin Yükseliş
Araştırmada en dikkat çeken değişimlerden biri de ateist ve inançsız bireylerin oranında gözlemlendi. 2008 yılında yalnızca %2 olan bu oran, 2025 yılına gelindiğinde %8’e yükseldi. Bu artış, özellikle genç kuşaklar arasında dinî inançlara olan mesafenin arttığına işaret ediyor.
KONDA’nın paylaşımında da bu duruma özel olarak dikkat çekilerek, “Türkiye toplumunda dindarlık azalıyor, inançsızlık ise artıyor” ifadelerine yer verildi.
İnançlılar Küçük de Olsa Artış Gösterdi
Araştırma sonuçlarında ilginç bir veri de kendini "inançlı" olarak tanımlayan grupta görüldü. Bu gruba ait oran 2008 yılında %31 iken, 2025'te %34’e çıktı. Bu küçük artış, her ne kadar dindarlıkta genel bir düşüş yaşansa da, dini inancı olan ancak kendini dindar olarak tanımlamayan bireylerin oranında bir artış yaşandığını ortaya koyuyor.
En Dindar Kesimde Değişim Yok
Araştırma, toplumun en dindar kesimini temsil eden grubun oranında herhangi bir değişiklik olmadığını da ortaya koydu. 2008 yılında olduğu gibi, 2025’te de bu grubun oranı %12 seviyesinde kaldı. Bu durum, geleneksel ve katı dindar grupların toplum içindeki oranının sabit kaldığını gösteriyor.
Toplumsal Dönüşümün Göstergesi
KONDA'nın son araştırması, Türkiye'deki bireysel inanç yapısının zaman içerisinde nasıl evrildiğini ortaya koyarken, toplumsal değerlerdeki değişimi de gözler önüne seriyor. Eğitim düzeyindeki artış, şehirleşme, dijitalleşme ve küresel kültürle etkileşim gibi faktörlerin bu değişimi etkilediği düşünülüyor.
