TAŞKÖPRÜLÜ GÖNÜL SULTANLARI -1-

-Abdalhasan Hz- Tarih boyunca her daim yeni medeniyetlere ev sahipliği yapan Taşköprü ilçemiz, 13. yüzyılın başlarında Çob...

Abone Ol

-Abdalhasan Hz-

Tarih boyunca her daim yeni medeniyetlere ev sahipliği yapan Taşköprü ilçemiz, 13. yüzyılın başlarında Çobanoğulları Emiri Şeyh Hüsamettin Hz.’nin bu toprakları fethetmesi ile İslamiyet ile şereflenmiştir.

Bu öyle bir şereftir ki; geçmişten günümüze kadar gerek büyük âlimlerle, gerekse mana âleminin sultanları ile yoğrulmuştur.

İlçemizin gönül sultanlarından biri de ilçemize 16 km mesafede bulunan ve o dönemki adı Tutaş olmasına rağmen daha sonraları köye kendi ismi verilen Abdalhasan Hz.’dir.

15. yüzyılın başlarında Türkistan’da doğan ve ailesiyle birlikte Anadolu’ya ve daha sonrasında Taşköprü ilçemize göç etmiş olan Abdalhasan Hz.’nin ünü 15. yüzyılın ortalarından itibaren hem âlim olarak hem de mana âleminde gönüllere hitap eden bir sultan olarak çevresine ve daha sonra tüm çevre illere yayılmıştır.

Türkistan’dan başlayan Anadolu yolculuğu sırasında Sinop’un Ayancık ilçesine kadar gelen ve burada birkaç yıl konaklayıp anne ve babasının vefatının ardından en büyük kardeşleri Kornopa köyünde metfun olan Şeyh Musa Hz.’leri ve 6 kardeşi ile birlikte Kornopa köyüne yerleşmişlerdir.

Aslında Yesevi Dergahı’nda kardeşleri ile birlikte ilim tahsil eden Abdalhasan Hz.’leri Kornopa köyünde abisi Şeyh Musa’dan da bir süre eğitim aldıktan sonra o zamanki adı Tutaş olan köy sakinlerinin talebi üzerine abisinin de izni ile 1441 yılında din görevlisi olarak bu köye yerleşmiştir.

Bu köyde yaşayan Nuran Annemiz ile izdivacından sonra hayatının sonuna kadar bu köyde ilim irfan faaliyetlerini sürdürmüştür.

Kalplere nüfuz eden sohbetleriyle, insanların dünyevi ve uhrevi kapılara ulaşmasını sağlayan bir gönül eri olarak kabul edilmiştir.

Hatta bu özelliği ile rivayetleri dilden dile anlatılarak günümüze kadar gelmiştir.

Din görevlisi olduğu dönemde ilmi ve tarihi araştırmalar yapan ve bunun yanı sıra basılmış 1 şiir kitabı ile basıma hazır halde bulunan bir şiir kitabı ve bir de roman çalışması olan Kornopa köyü emekli imam hatibi değerli büyüğüm Ali Korkmaz Hocam ile daha önceki yazımızda yer verdiğimiz Muzafferettin Gazi Hz.’nin türbesini ziyaret ettiğimiz gibi,  yaklaşık 1 yıldır “Taşköprülü Gönül Sultanları” isminde yayımlamayı planladığımız kitap çalışmamız için bu seferki istikametimiz Abdalhasan Hz.’nin türbesi oldu.

Girişte geçtiğimiz yıllarda Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından türbenin restorasyonunun yapılması dikkatimizi çekti.

Son yıllarda ülkemizin birçok noktasında kültürel zenginliklerimizin yanı sıra manevi zenginliklerimizin de tarihimize yakışan şekilde onarılıp, gelecek kuşaklara bırakılması bizleri ziyadesiyle memnun etmekte.

Bu doğrultuda Abdalhasan Hz.’nin türbesinin girişinde özel mülkiyete ait olan hayvan gübreliğinin eskiye nazaran kısmen etrafı kapatılmış olsa da halen olumsuz görüntüye sebebiyet vermesi, gelen ziyaretçiler nezdinde de memnuniyetsizlik meydana getiriyor.

Bunun yanında önceki yıllarda restorasyonu tamamlanmasına rağmen türbe içerisindeki tahmini 20 m2’lik bir alanda halılardaki bazı eksiklikler olması nedeniyle henüz restorasyonunun tamamlanmadığı imajını uyandırması rahatsızlık verici bir durum olarak dikkat çekiyor.

Abdalhasan Hz.’nin günümüze kadar ulaşan en büyük kerametlerinden birisi 2. Beyazıt’ın Amasya şehzadeliği döneminde iken 9 yaşına kadar konuşmayan kızı Fatma (Sofiyye) Sultan’ı Abdalhasan Hz.’ne göndermesi ve Dilsiz Sultan olarak bilinen kızı Fatma (Sofiyye) Sultan’ın buraya geldikten sonra konuşmaya başlaması olmuştur. Ardından 6 ay süreyle burada misafir olarak kalmış ve daha sonra babasının isteği üzerine geri götürülmüştür.

Abdalhasan Hz.’nin vefatına kadar Fatma Sultan, 3 defa daha ziyaretine gelmiş, gelemediği yıllarda ise çeşitli hediyeler göndermiştir.

Abdalhasan Hz.’nin adının Fatih Sultan Mehmet Han’ın padişahlığı döneminde Osmanlı Sarayı’nda dahi isminin duyulmasının nedeni bu olaydır.

Bugüne kadar Abdalhasan Hz.’nin türbesinde yanında bulunan diğer kabrin Dilsiz Sultan olarak anılan Fatma (Sofiyye) Sultan’a ait olduğu düşünülse de yapılan çeşitli araştırmalardan da edindiğimiz kesin bilgiye göre Fatma (Sofiyye) Sultan’ın kabri, birçok kız kardeşi gibi Bursa’da Sultan Murat Han Türbesi’nde metfun bulunmaktadır. (dergipark.org.tr – Çağatay Uluçay – Beyazıt II.’nin Ailesi)

Bu doğrultuda Abdahasan Hz.’nin türbesinde yanında bulunan metfunun kim olduğu, kendisi ve kardeşleri ile ilgili diğer bazı bilgiler çıkaracağımız kitapta yer alacak olup, Taşköprülü Gönül Sultanlarımıza ait yazı dizilerimize de ileriki haftalarda devam edeceğimizi belirtmek isterim.

Mehmet TUĞCU

Haftanın Sözü: “Uzak mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür.” (İmam Gazâlî)