Kastamonu’nun Taşköprü ilçesindeki Pompeiopolis Antik Kenti, tarihiyle birlikte deniz fosilleriyle de dikkat çekiyor. Taşköprü Fen Lisesi Coğrafya Öğretmeni Eray Koç, sosyal medyada bu fosiller ve jeolojik oluşumlar hakkında önemli bilgiler paylaştı.
"Kentin Nekropol Yani Mezarlık Bölümüne Geldim"
Antik kentin nekropol alanında çektiği videoyu paylaşan Koç, izleyicilere hitaben şu ifadeleri kullandı:
“Dostlar, merhaba. Şu an Kastamonu'nun Taşköprü ilçesindeyim. Burada Romalılardan kalan Pompeiopolis Antik Kenti var. O kentin nekropol yani mezarlık bölümüne geldim. Konuyu da çok uzatmayacağım.”
"Kuzeyde Lavrasya, Güneyde Gondvana Ortaya Çıktı"
Öğretmen Eray Koç, paylaşımında 1915 yılında kıtaların kayma teorisini ortaya atan Alman bilim insanı Alfred Wegener’e de değindi. Koç, Wegener’in teorisini şu sözlerle aktardı:
“Sene 1915 Alman bir bilim adamı var, Alfred Wegener. Alfred Wegener kıtaların kayması teorisini ortaya atıyor ve diyor ki: ‘Eskiden kıtalar tek parça halindeydi. Eskiden dediğim 300 milyon yıl kadar önce. Bunlar konveksiyonel hareketlerle yani magmanın kaynama hareketinden dolayı birbirlerinden ayrıldılar. Ayrılınca kuzeyde Lavrasya, güneyde Gondvana diye iki kıta kara parçası ortaya çıktı. Arada da Tetis Denizi.’”
"Günümüzde O Kara Parçalarına Levha Diyoruz"
Koç, Türkiye’nin milyonlarca yıl önce Tetis Denizi’nin altında yer aldığını ve zamanla levha hareketleriyle yükselerek bugünkü konumuna ulaştığını ifade etti. Bu süreci şu sözlerle özetledi:
“Türkiye o zaman yani Anadolu Yarımadası o zaman Tetis Deniz'inin içinde. Yani üstünde deniz canlıları ve balıkların yaşadığı bir yer. Bu kara parçaları hareket etmeye devam edip bizi yavaş yavaş denizin içinden açığa, ortaya çıkardılar. Mesela günümüzde biz o kara parçalarına levha diyoruz.”
"Öyle Bir Şey Yok"
Paylaşımında Toros Dağları ve Kuzey Anadolu Dağları’nın oluşumuna da değinen Koç, milyonlarca yıl önce deniz tabanında yaşayan canlıların fosillerinin bugün yüksek dağ zirvelerinde görülmesinin nedenini şöyle açıkladı:
“Kuzeyde Avrasya levhası, güneyde Arabistan ve Afrika levhasının arasına sıkışarak biz yükseldik. Toros dağları ve Kuzey Anadolu dağları oluşarak Türkiye denizin üstüne açığa çıktı. O dönem denizin tabanında kalan canlılar yani deniz fosilleri yavaş yavaş bizimle beraber Anadolu ile beraber açığa çıkmaya başladı.”
Son olarak, dağlık bölgelerde rastlanan deniz kabuklarının geçmişte deniz altında kalan bölgelerden kaynaklandığını vurgulayan Koç, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi siz Türkiye'de gezdiğinizde 500 m'lerde, 1.000 m'lerde deniz kabukları ve canlı fosilleri bulduğunuzda bunun başkası tarafından oraya getirip düşürüldüğünü düşünebilirsiniz. Öyle bir şey yok. Bunlar 40-50 milyon yıllık o yükselme sürecinden sonra açığa çıkan dağların tepesinde geçmişten kalan fosiller.”