İstanbul’un yoğun temposundan bunalan 36 yaşındaki Ümit Muhammed Arslan, kalabalık metropolü geride bırakıp memleketi Kastamonu’nun Azdavay ilçesine bağlı Saray köyüne dönüş yaptı. 12 yıl boyunca İstanbul’da özel bir firmada kalite kontrol şefi olarak çalışan Arslan, 2022 yılında ailesiyle birlikte kırsalda yeni bir yaşam kurmak üzere köyüne taşındı.
İstanbul'daki hayatın zorlukları ve çocuklarının geleceği için duyduğu endişe, onu bu radikal kararı almaya yöneltti. Arslan, birikimlerini kullanarak büyükbaş hayvancılığa adım attı ve bugün 45 baş hayvanla kendi çiftliğini kurma yolunda ilerliyor.
“Hayalim hep köye dönmekti”
Ümit Muhammed Arslan, şehir yaşamına alışsa da köyüne olan özlemini hiçbir zaman yitirmediğini belirtiyor. İstanbul’da yaşarken geçim sıkıntısının yanı sıra çocuklarının dışarı çıkamaması, doğayla bağ kuramaması gibi nedenlerle eşiyle birlikte köye dönme kararı aldıklarını dile getiriyor.
“İstanbul’da hayat şartları ağırlaştıkça çocuklarımızın da yaşam kalitesi düştü. Evden çıkamaz hale geldiler, adeta şehirde hapis gibi bir yaşam sürüyorlardı. Bu durum bizi derinden etkiledi ve eşimle birlikte memlekete dönme kararı aldık,” diyen Arslan, köye dönüşün sadece bir yer değişikliği değil, aynı zamanda hayalini kurduğu yaşam tarzına geçiş olduğunu vurguluyor.
Hayvancılıkla sıfırdan başlayan başarı öyküsü
Köy hayatına geçiş sürecinin kolay olmadığını da samimiyetle dile getiren Arslan, başlangıçta sadece ailesinin birkaç hayvanıyla işe koyulduğunu belirtiyor. Zamanla hem bilgi hem de hayvan sayısını artırarak 45 büyükbaş hayvana ulaşan Arslan, süt hayvancılığına odaklanarak kendi üretim zincirini kurmuş durumda.
“İlk başlarda hiçbir deneyimim yoktu. Hangi yem ne zaman verilir, hayvan hastalıkları nasıl anlaşılır, bunların hepsini yaşayarak öğrendim. Ama yılmadım. Şimdi sütleri doğrudan soğuk süt tankına alıyoruz ve sütçü gelip oradan alıyor. Eve bile süt taşımıyoruz,” diyerek işini ne kadar geliştirdiğini anlatıyor.
Hedef: Kendi çiftliğini kurmak
Ümit Muhammed Arslan’ın en büyük hedefi ise tam anlamıyla kendi kurduğu bir çiftlikte, planlı ve sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturmak. Bu amaçla ahır yapımına başlamış ve hayvancılığı profesyonel bir düzeye taşımak için araştırmalar yapıyor.
“Geniş bir ahırım, yanında küçük bir evim ve içinde 30 sağmal inek olan bir sistem kurmak istiyorum. Hayalimi gerçekleştirmek için adım adım ilerliyorum,” diyen Arslan, azmi ve kararlılığıyla dikkat çekiyor.
“Köyler sadece geçmiş değil, aynı zamanda bir gelecek”
Büyükşehirde yaşayanlara köylerine dönme çağrısı yapan Arslan, hayvancılığın sabır ve emek gerektirdiğini ama karşılığının da büyük olduğunu söylüyor. “İnsanlarla uğraşmaktansa hayvanlarla uğraşmak daha huzurlu. Onlar seni anlıyor, sen de zamanla onları. Şehirde geçim savaşı vermektense köyde üretmek çok daha anlamlı,” diyerek kırsal yaşamın sunduğu huzuru dile getiriyor.
