Kastamonuspor Taraftarlar Derneği Başkanı Hüseyin Yazıcı, Kastamonu spor kamuoyuna ve yetkililere yönelik dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Kulübün içinde bulunduğu zor sürece değinen Yazıcı, Kastamonuspor'un sahipsiz bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
İşte Başkan Yazıcı’nın Kastamonuspor sevdalılarına yaptığı duygusal çağrı:
"Bu, Kastamonuspor’un kaderi olmamalı"
“Neredeyse bir devir kapanacak. Nerelerden alındı, ne şartlarda alındı, ne emekler verildi... Ama görüyoruz ki herkes bir kenara çekildi. Ne izliyoruz, ne bekliyoruz, anlamış değilim. Allah aşkına soruyorum: Bu takımdan hiç mi bir yudum su içmediniz, ekmeğinden tatmadınız, Kastamonuspor adından yararlanmadınız?
Bir geçmişe bakalım, kendimizi sorgulayalım, düşünelim. Bir ayna karşısına geçelim. Bu kulüpten kimler geldi, kimler geçti... Ama maalesef, her zamanki gibi kim başkan seçildiyse, yönetiminde kim bulunduysa ‘Kastamonuspor taraftarıydık.’ İdari açı bitti mi, kimse bu takımın adını anmadı.
Buradan herkese sesleniyorum, yalvarıyorum: Bu takım bu kadar mı Kastamonu’ya ağır bir yük? Bu kadar mı sahipsiz? Bir birlik olalım. Ne yapalım, ne yapılmalı? Karar verilsin artık.
Bakın, Sayın Başkan Cengiz Aygün “Bırakacağım” açıklamasını yaptıktan sonra her gün bekledim, her gün izledim. Sanki ortada Kastamonuspor diye bir değer yokmuş gibi. Kusura bakmayın, dayanamadım.
Kim sahip çıkacak? Kim “Bu takım kapansın” diyecekse desin! Bu, Kastamonuspor’un kaderi olmamalı. Kaderine terk edilmemeli.
"Gerçekten bir takım yükü çok zor"
Buradan sayın vekillere sesleniyorum: Hani verdiğiniz sözler? Hani stat projesi? Sosyal medyadan “Takımın yanındayız” açıklamaları, video paylaşımları... Hani şimdi neredeyiz?
Biz kendi değerimize sahip çıkalım. Bir açıklama yapın, bir çalışma yapın görelim. Seçim zamanı taraftara bir gaz verdiniz, “Stada kazma vurulacak” dediniz... Herkesin heyecanı açıklamalardan sonra söndü.
Sayın vekillerim, sizlere soruyorum: Şu anki durumun sebepleri nedir? Neden bu takımdan, bu sorunlardan uzak duruyorsunuz?
Bence bu takımın yönetimine önereceğiniz, tavsiye edeceğiniz değerli iş insanları, değerli sivil toplum başkanları ve idareciler vardır. Bu, sizlerin diyaloğu ve girişimiyle olur. Bu sorumluluktan lütfen kaçmayın. Bu, sizin yükünüz.
Bakın, bu hafta sonu genel kurul var. Kimler gelecek, kim çare üretecek, görecek ve izleyeceğiz.
Sizlerden ricam, Allah aşkına artık bir çare olalım. Bizleri üzmeyin. Sahipsiz hissetmeyelim. Kendinizi duyun, taraftarın sesini duyun.
Sayın Valimiz Meftun Dallı, sizden büyük ricamız: Ne olur bu konuya bir el atın. Bir toplantı yapın. Değerli vekillerimiz, değerli belediye başkanımız, değerli iş insanlarımız, değerli sivil toplum kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya gelin. Bu mesele hepimizin meselesi. Bu değer hepimizin değeri.
Bu takımı yalnız bırakmayın. Bir takım buralara gelene kadar ne çileler, ne günler, ne maddi harcamalarla karşılaştı, bunu hepimiz biliyoruz. Bu takım düşerse, bu suç hepimizindir.
Sayın Başkanım Cengiz Aygün, buradan size de seslenmek istiyorum. Bu takıma çok destek oldunuz, maddi manevi her şeyinizle... Bunu herkes gördü, herkes izledi.
Yalnız kaldınız, biliyoruz. Gerçekten bir takım yükü çok zor. Hayat şartları, maddiyat zor... Hepsine önünüzde eğilirim. Ama ne olur kusura bakmayın, ben kimseyi kırmak, üzmek istemem. Kastamonuspor olunca dayanamıyorum.
"Ne olur bu kırgınlıkları geride bırakalım"
Sizin bu takıma, bu camiaya, Kastamonu halkına büyük bir sözünüz vardı, unutmayalım: “Bu takımı çıkartmadan Allah benim canımı almasın” diye bir sözünüz vardı. Bu sözünüz play-off maçları esnasında da tekrarlandı.
Bir anda neden bu takımı yalnız bırakmak istediniz? Sizi üzen ne oldu, kıran ne oldu? Çektiklerinizi hepimiz biliyoruz. Haklısınız ama bu takımın size ihtiyacı var. Sizin de bu camiaya verilmiş bir sözünüz var, Sayın Başkanım.
Bana belki kızarsınız, yönetimdeki diğer değerli yöneticilerim beni yanlış anlamasınlar. Hepsi çok kıymetli, hepsi taşın altına elini koydu. Ama sizin yönetim çizelgeniz yanlıştı.
Sizler iş insanı olduğunuzdan, siz yokken çözüm üretecek kimse yoktu. Yalnızdınız. Sizden ricam, Sayın Başkanım: Yalvarıyoruz, Sayın Valimiz, Sayın Belediye Başkanımız, Sayın Vekillerimiz, Sayın sivil toplum kuruluşları başkanları, idarecilerimiz...
Eskiden Kastamonuspor yönetiminde görev almış büyüklerimizle bir araya gelinsin. Bu takımı sahipsiz bırakmayalım.
Bizler de elimizden ne gelirse yapalım. Sizden ricam, bir daha aldığınız kararı gözden geçirin Sayın Başkanım.
Sizin tek hatanız, seçimlerinizin hep yanlış olmasıydı. Hep söyledim, inşallah haksız olurum diye... Ama keşke yanılsaydım.
Bu halk sizinle, bu Kastamonu sizinle, bu taraftar sizinle... Bu takımı hep beraber öldürmeyelim, hep beraber yaşatalım.
Bu takım başkanını bulamazsa, herkesten önce sizler üzülürsünüz. Verdiğiniz emeklere yazık olur, Sayın Başkanım.
Buradan “Kastamonuluyum, Kastamonusporluyum” diyen herkesi ama herkesi göreve, taşın altına elini koymaya davet ediyorum.
Sayın gurbetteki iş insanları, toplum kuruluşları… Kastamonu adı çok büyük ve ağırdır. Herkes taşıyamaz bu yükü.
Sırtınızdan atmak istiyorsanız, atmadan altında kalırsınız. Bir titreyin, bir uyanın artık! Kastamonu her yükün altından kalkar.
Bu yükü taşıyacak herkesten rica ediyorum, yalvarıyorum: Bu bizim sevdamız, bu bizim tek aşkımız. Bunu öldürmeyin, bu aşkı bitirmeyin.
Ben buradan, eski başkanlık yapmış, yönetimlerde bulunmuş büyüklerime de sesleniyorum. Biliyorum, herkesin kırgınlığı var. Üyeliklerin silinmesinden, bazı konulardan dolayı... Ne olur bu kırgınlıkları geride bırakalım.
Hafta sonu oluşacak kongreye gelin. Sizler bu takıma emek verdiniz, emeği unutmayın.
Buradan herkesi göreve ve kongreye davet ediyorum. Bu Kastamonu’nun ve hepimizin meselesi.
Ben ve bütün taraftar inanıyoruz ki bu takım sahipsiz kalmaz, kalmayacaktır da.
Siyah... Kırmızı... En büyük Kastamonuspor! En büyük Kastamonu sevdalıları!”
