Kastamonu’nun sokaklarında neredeyse herkesin tanıdığı, özellikle çocukların sevgilisi hâline gelen Şenol Çakır, kentte hem nostaljik hem de samimi bir figür olarak öne çıkıyor. Kastamonu Valiliği’nin resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım, Çakır’ın yıllara dayanan bu geleneğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Valiliğin paylaşımında, “Dedesinden kalan emanetle Kastamonu sokaklarına güzellik katan pamuk şekerci Şenol Çakır” ifadelerine yer verilerek, onun şehir kültürüne kattığı değer vurgulandı.
Dededen Toruna Uzanan Bir Geleneğin İzinde
Şenol Çakır’ın pamuk şeker serüveni, yıllar önce dedesinin başlattığı bir gelenek olarak bugünlere taşındı. Her sabah saat 08.00’de güne başlayan Çakır, günün ilk saatlerinde pamuk şekerlerini özenle hazırlıyor. Çocukların yüzünü güldüren bu renkli şekerlerin ardında hem emek hem de aile bağları bulunuyor.
Yaz aylarının canlılığıyla satışlarının arttığını belirten Çakır, sıcak havalarda günde 70-80 adet pamuk şeker sattığını söylüyor. Ancak kış aylarının gelmesiyle hareketlilik azalıyor ve satış miktarı 30-40 adet seviyesine düşüyor. Yine de o, soğuk havaya ve zor şartlara rağmen şehrin sokaklarını yalnız bırakmıyor.
Anılarla Yoğrulan Bir Meslek: “Dedesinin İzinden Devam Ediyor”
Şenol Çakır, dedesiyle geçirdiği yılları anlatırken duygulandığını dile getiriyor. Dedesinin öğrettiği değerlerin bugün hâlâ işinin temelini oluşturduğunu ifade eden Çakır, pamuk şeker tezgâhını bir gelir kapısından çok, geçmişine duyduğu saygının bir sembolü olarak görüyor.
Onun için pamuk şeker satmak sadece bir iş değil; aynı zamanda çocuklara mutluluk dağıtmak, sokaklara renk katmak ve ailesinden kalan bu mirası yaşatmak anlamına geliyor.
“Sağlığım El Verdiği Sürece Devam Edeceğim”
Kentin hafızasında yer edinen Şenol Çakır, sağlığı el verdiği sürece Kastamonu’nun sokaklarında pamuk şeker satmaya devam edeceğini belirtiyor. Kendisine yöneltilen sevginin ve çocukların ilgisinin en büyük motivasyonu olduğunu söyleyen Çakır, bu geleneğin nesiller boyu sürmesini umduğunu dile getiriyor.
Şenol Çakır, sade yaşamı, güler yüzü ve dedesinden devraldığı mesleğe duyduğu bağlılıkla Kastamonu’nun en sıcak hikâyelerinden birine imza atmaya devam ediyor.
