Kastamonu’nun merkeze bağlı Akkaya köyünde her cuma günü yıllardır süregelen eşsiz bir gelenek yaşatılıyor.
Köylüler, cuma namazını birlikte kıldıktan sonra imece usulü hazırlanan kuyu kebabını alarak evlerine gidiyor.
Yaklaşık 300 yıldır devam eden bu etkinlik, hem lezzeti hem de toplumsal kaynaşmayı beraberinde getiriyor.
Cuma Günleri Buluşma Noktası: Akkaya Pazarı
Akkaya köyünde cuma günleri kurulan pazar, sadece alışverişin değil, aynı zamanda geleneklerin yaşatıldığı bir merkez olarak dikkat çekiyor.
Pazara civar köylerden ve Kastamonu merkezden de vatandaşlar katılıyor. Burada alışverişin yanı sıra, ortaklaşa alınan küçükbaş hayvanlar, köydeki kesimhanede hazırlanarak kuyuda pişiriliyor. Zaman zaman onlarca hayvanın aynı anda pişirildiği alan, adeta bir festival atmosferi sunuyor.
Kuyu Kebabı Nasıl Hazırlanıyor?
Sabahın erken saatlerinde çam ağaçlarıyla yakılan ateş, kuyunun ısınmasını sağlıyor. Kesilmiş küçükbaş hayvanlar, kuyunun içine yerleştirilip üzeri kapatılıyor ve hava almasını önlemek için çamurla sıvanıyor.
Yaklaşık 3 saat boyunca pişen etler, uzman ustalar tarafından parçalara ayrılarak köylülere dağıtılıyor. Kimileri kebabını evine götürüp ailesiyle paylaşırken, kimileri de doğal ortamda, yeşilliklerin arasında tüketiyor.
Geleneksel Sohbet ve Toplumsal Kaynaşma
Kuyuda kebap pişerken köylüler, köy kahvelerinde bir araya gelerek sohbet ediyor ve cuma namazını topluca eda ediyor.
Çatalçam köyü muhtarı İsa Reçberoğlu, "Akkaya Yaka köyünde her cuma pazar kurulur. Pazarımıza civar köylerden de yaşlısı genci herkes gelir. Kastamonu il merkezinden dahi gelenler olur. Herkes Akkaya köyüne gelir ve pazarımızı ziyaret ederler.
Kebabımız da yüzyıllardır burada artık bir gelenek görenek haline geldi. Sadece burada et pişmiyor. Burada hatıralar pişiyor. Atalarımızın, dedelerimizin Akkaya bölgesini canlandırmak için başlattığı hem birlik beraberlik haline gelen bir gelenek oldu.
Mutlaka cuma günleri burada herkes birleşir. Kahvehanelerde oturup sohbet ederiz, sonrasında cuma namazımızı birlikte kılarız. Cumadan sonra kebabımızı alırız. Büyük kısmı ailesiyle beraber kebabı evine götürür. Bazıları burada yeşillik içerisinde doğal yerlerde oturarak tüketir. Böylelikle bu gelenek asırlardır devam etmektedir. Umarım bizden sonra gelen nesil de bu geleneği devam ettirir. Buradaki hatıralar da ölmez" dedi.
Cuma günleri sabah erkenden köylülerin işlerini bitirerek Akkaya bölgesine geldiğini söyleyen Reçberoğlu, "Bölge halkı Akkaya bölgesine gelip kahvehanelerde çayını, kahvesini içer, sohbetini eder, sonrasında da buradaki Merkez Camimizde cuma namazımızı bekleriz. Hep beraber cumaya gider ve cuma namazı çıkışı yine hep beraber toplulukla kuyunun başına geliriz. Kuyumuzun açılmasını bekleriz. Almak isteyenler muhakkak ki kebabını alır. Kastamonu'ndan özellikle buraya kebap yemek için gelenler olur. Bize göre Akkaya'nın kebabı lezzetiyle bir numara da gelir. Ardından alışverişini yapan köyüne gider. Bu gelenek bu şekilde devam etmektedir. Tahmini kuyuda 13-14 tane küçükbaş hayvanı etini pişiriyoruz" diye konuştu.
Zaman İçinde Değişen Katılım
Eskiden 60-70 küçükbaş hayvanın pişirildiği kuyu, günümüzde daha sınırlı sayıda hayvanla hazırlanıyor. Köylüler, sadece uygun yaşta ve kalitede hayvanları kuyuya indiriyor. Akkaya Yaka Köyü Muhtarı Sami Çelik, “Bu gelenek 300 yılı aşkın süredir devam ediyor. Sabah 06.30’da kuyuyu yakıp yaklaşık üç saat boyunca etlerimizi pişiriyoruz. Cumadan cumaya bu ritüeli gerçekleştiriyoruz. Hem alışveriş hem namaz hem de sohbet burada bir arada” dedi.
Gelenekten Geleceğe
Kuyu kebabı geleneği, Akkaya köyünde yaşayanların sadece damak zevkini tatmin etmiyor; aynı zamanda köydeki toplumsal bağları güçlendiriyor ve yeni nesillere aktarılıyor. Orhan Velioğlu ise kuyu ateşinin çam odunlarıyla yakıldığını belirterek, “Bir traktör odunla tüm kuyuyu yakabiliyoruz. Her cuma köyümüz bir araya geliyor ve bu eşsiz geleneği yaşatıyoruz” dedi.
Akkaya köyünde yaşayanlar, bu 300 yıllık geleneği yaşatarak hem kültürel miraslarını koruyor hem de toplumsal dayanışmayı pekiştiriyor.
