Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen “Küresel İklim Değişikliği Ekseninde Yeşil Ekonomi Politikaları” paneli, dünya genelinde giderek derinleşen iklim krizine ilişkin çarpıcı verileri bir kez daha gözler önüne serdi. Akademisyenlerin yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Devlet Toksoy, küresel ısınmanın gelecek yıllarda yol açacağı sonuçları bilimsel veriler ışığında değerlendirdi.

Tarım, Su ve Gıda Güvenliği Büyük Risk Altında
Prof. Dr. Toksoy, küresel sıcaklık artışının devam etmesi halinde özellikle tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinin ağır kayıplarla karşılaşacağını belirtti. Dünya Bankası verilerine göre her 1 derecelik sıcaklık artışının ülkelerin milli gelirlerinde yüzde 1’e yakın kayıp oluşturduğunu hatırlatan Toksoy, 2100 yılına gelindiğinde küresel ekonomide yüzde 10 ila 23 arasında daralma beklendiğini ifade etti.
Türkiye özelinde ise 2030 itibarıyla “su fakiri ülke” konumuna düşülebileceğine dikkat çekildi. Toksoy, artan kuraklıkla birlikte gıda fiyatlarında sert yükselişler yaşanacağını, enerji maliyetlerinin artacağını ve dünyanın pek çok bölgesinde şok fiyat dalgalanmalarının görülebileceğini dile getirdi.
“80 Milyon Kişi Sıcaklık Artışları Yüzünden İşsiz Kalabilir”

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün öngörülerine göre küresel ısınma nedeniyle önümüzdeki 10 yıl içinde çalışma saatlerinin yüzde 2,2 azalacağını hatırlatan Toksoy, bu durumun özellikle tarım ve inşaat gibi açık alanda yürütülen mesleklerde ciddi iş kaybına neden olacağını vurguladı. Prof. Dr. Toksoy’a göre, sıcaklıktaki artışlar dünya genelinde 80 milyon kişinin işsiz kalmasına yol açabilir.
Ayrıca Türkiye’de su kaynaklarının giderek küçülmesi, yer yer çölleşme görüntülerinin ortaya çıkması ve kum fırtınalarının daha sık yaşanması bekleniyor. Dünya tahıl üretiminin azalacağı öngörülürken küresel açlık riskinin de artacağı belirtiliyor.

2035’te Himalayalar Buzlarını Kaybedebilir
Panelde en dikkat çekici başlıklardan biri de hızla eriyen buzullar oldu. Toksoy, mevcut ısınma eğiliminin devam etmesi halinde Himalayalar’da 2035 yılına gelindiğinde buz kütlelerinin tamamen yok olabileceğini belirtti. Bu durumun milyonlarca insanın yaşadığı bölgelerde su krizini tetikleyeceği, kitlesel göçleri artıracağı ve sıcaklığa bağlı ölümlerin yaygınlaşacağı ifade edildi.
Toksoy ayrıca 5 derecelik bir sıcaklık artışında New York’un sular altında kalacağını, Los Angeles, Kahire, İran ve Türkiye gibi ülkelerin de yaşanamaz hale gelebileceğini söyledi. 6 derecelik ısınmada ise denizlerin yüzeyde mavi görünmesine rağmen ekosistemlerin tamamen çökeceği öngörülüyor.

Çatışmaların Artmasında İklim Krizinin Payı Büyüyor
Prof. Dr. Toksoy, günümüzde yaşanan çatışmaların yüzde 3 ila 20’sinin iklim değişikliğinin tetiklediği sorunlardan kaynaklandığını belirtti. Yenilenebilir enerji kullanımının tüm ülkelerde her yıl en az yüzde 2 artırılması gerektiğini vurgulayan Toksoy, karbondioksit salınımlarının azaltılmaması halinde yüzyıl sonunda sıcaklık artışının 4-5 dereceyi bulabileceğini söyledi.
Yeşil Ekonomi Politikalarına Vurgu
Panelin açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Gür, etkinliğin hem akademi hem de öğrenciler için önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Panel Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Bulut ise iklim değişikliğinin yalnızca çevresel değil, ekonomik ve toplumsal açıdan da büyük bir tehdit olduğuna dikkat çekti.
Yeşil ekonomi modelinin sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olduğunu belirten Bulut, bu ekonomi yaklaşımının çevresel zararları minimize eden yeni bir büyüme modeli sunduğunu aktardı. Panelde ayrıca doğru finansman modellerinin ve sektörlerdeki dönüşümlerin önemine değinildi.





