Çankırı şehir merkezinde yer alan Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da nadir fosil alanlarından biri olarak dikkat çekiyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’un liderliğinde yürütülen kazı çalışmaları, bölgenin 8,5 ila 9 milyon yıl öncesine uzanan doğal tarihini gün yüzüne çıkarıyor.

Fosiller Anadolu’nun ekolojik geçmişine ışık tutuyor

Çorakyerler’de yürütülen bilimsel kazılarda bugüne kadar 43 farklı türe ait 4.320 fosil kalıntısı ortaya çıkarıldı. Elde edilen buluntular arasında yavru bir gergedana ait kafatası, atların atası olarak bilinen hipparion türleri, zürafaların ve fillerin erken dönem ataları ile yabani keçi benzeri hayvanlara ait fosiller yer alıyor. Bu kalıntılar, geç Miyosen döneminde Anadolu’nun ormanlık, sulak ve savan ekosistemlerine sahip olduğunu gösteriyor.

Anadolu’dan Afrika’ya uzanan göçün izleri

Kazı çalışmalarında elde edilen veriler, Anadolu’nun 7-9 milyon yıl önce farklı omurgalı türleri için önemli bir yaşam alanı olduğunu ortaya koyuyor. Bu türlerin Anadolu’dan Afrika’ya doğru göç ettiği hipotezi, “Anadoluvius turkae” gibi önemli buluntularla destekleniyor. Prof. Dr. Erol, Afrika’da bulunan en eski hominin kalıntılarının yaklaşık 7 milyon yıllık olduğunu, ancak Çorakyerler’den çıkarılan hominin fosillerinin daha eskiye tarihlendiğini belirterek, insan evriminin kökenine dair önemli bir ipucu sunduklarını ifade etti.

Çankırı Fosil Yatağı (2)

Türkiye’nin koruyamadığı miras: Fosil yatakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Prof. Dr. Ayla Sevim Erol, 1997 yılında Kalecik Çandır kazısı sırasında Çorakyerler'in fosil potansiyelini fark ettiklerini ve bölgenin koruma altına alınmasını teklif ettiklerini söyledi. Ancak yıllar içinde bu eşsiz doğal mirasın üzerine yol yapılması nedeniyle fosil alanlarının büyük ölçüde tahrip edildiğini dile getirdi. Erol, “Doğanın bize bıraktığı 10 milyon yıllık bir mirası maalesef koruyamadık. Bir günde, bir saatte tüm fosiller kelimenin tam anlamıyla yok edildi” diyerek yaşanan kaybın büyüklüğünü vurguladı.

Türkiye'nin jeolojik zenginliği göz ardı edilmemeli

Çankırı Fosil Yatağı (1)

Türkiye, sular altında kalmış eski coğrafi yapısı nedeniyle fosil açısından zengin olsa da karasal fosil bulmak oldukça zor. Prof. Dr. Erol’un da belirttiği gibi, Türkiye’de dinozor fosili bulunmamasının sebebi, bu canlıların yaşadığı dönemde Anadolu’nun denizlerle kaplı olması. Ancak Mozazarus gibi dev sürüngenlerin varlığı, Türkiye’nin tarih öncesi biyolojik çeşitliliği hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Bilim dünyası için açık hava laboratuvarı

Çorakyerler Fosil Lokalitesi, yalnızca akademik araştırmalar için değil, aynı zamanda Türkiye’nin paleontolojik turizmi açısından da büyük bir potansiyele sahip. Eklemleri bozulmamış, bütün halde fosillerin bulunması bölgenin bilimsel değerini daha da artırıyor. Bu eşsiz alanın korunması ve dünya mirası olarak tescillenmesi, hem gelecek nesillere bırakılacak önemli bir bilgi kaynağını hem de bölge turizmini destekleyecek bir yatırım olacaktır.

Kaynak: İHA