Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 Yoksulluk ve Yaşam Koşulları istatistikleri yayımlandı. Veriler, ülke genelinde göreli yoksulluk oranında sınırlı bir gerileme işaret etse de bölgesel farkların hâlâ belirgin olduğunu gösteriyor. Çalışmada yoksulluk oranı, hanehalkı gelirinin medyanına göre farklı eşiklerle hesaplanıyor. Medyan gelirin yüzde 50’si baz alındığında göreli yoksulluk oranı yüzde 13,0 olarak ölçülürken, yüzde 60 eşiğine göre oran yüzde 20,6 seviyesinde gerçekleşti. Bu tabloda en kritik nokta, yoksulluğun sadece gelirle değil, hane yapısı, eğitim düzeyi ve bölgesel koşullarla birlikte şekillenmesi.

Kastamonu’nun da içinde olduğu TR82 bölgesi neden öne çıktı?

Kamuoyunda çoğu zaman “en yoksul iller” ifadesi kullanılsa da, bu istatistikler il bazından çok İBBS 2. Düzey bölgeleri üzerinden okunuyor. Bu açıdan Kastamonu için dikkat çeken başlık, Kastamonu Çankırı Sinop’u kapsayan TR82 bölgesinin, göreli yoksulluk oranı en yüksek bölgeler arasında yer alması oldu. Verilere göre TR82’de göreli yoksulluk oranı yüzde 14,3 düzeyinde ölçülürken, en yüksek oran yüzde 14,5 ile TR21 bölgesinde görüldü. Bu durum, Kastamonu’nun içinde bulunduğu bölge açısından geçim baskısı, gelir istikrarı ve sosyal destek ihtiyacı gibi konuların daha yakından izlenmesi gerektiğine işaret ediyor.

Tüik Yoksulluk Kastamonu (1)

Eğitim seviyesi ve hane yapısı, riskin rengini değiştiriyor

Veriler, eğitim yükseldikçe yoksulluk riskinin belirgin biçimde düştüğünü ortaya koyuyor. Okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranı yüzde 23,8 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 2,5 seviyesine kadar iniyor. Hane tipinde de tablo benzer, tek çekirdek aileden oluşan hanelerde yoksulluk oranı yüzde 12,9 olurken, çekirdek aile ve diğer kişilerin birlikte yaşadığı hanelerde oran yüzde 17,5’e yükseliyor. Bu başlıklar, Kastamonu’nun yer aldığı TR82 bölgesinde eğitim, mesleki beceri ve istihdam bağlantısının daha görünür bir gündem olacağını gösteriyor.

Borçluluk ve konut verisi de tabloyu tamamlıyor

Yaşam koşullarına bakıldığında borç veya taksit ödemesi bulunanların oranı yüzde 56,4 seviyesinde. Konut tarafında ise kendi evinde yaşayanların oranı yüzde 57,1, kirada oturanların oranı yüzde 27,0 olarak ölçülüyor. Bu iki veri birlikte okunduğunda, hanelerin önemli bir bölümünün düzenli ödeme yükü taşıdığı, gelirdeki en küçük dalgalanmanın bile günlük hayatı etkileyebildiği anlaşılıyor.

Kastamonu’yu öne çıkaran bu tablo, önümüzdeki dönemde yerelde şu başlıkların daha çok konuşulacağını gösteriyor: istihdamın niteliği, mesleki eğitim ve genç işgücü, hane gelirini güçlendirecek destek mekanizmaları, borç yönetimi ve sosyal desteklerin hedefe daha doğru ulaşması. Bu veriler, sadece bir sıralama değil, 2026’ya girerken bölgesel refahı artıracak adımlar için bir uyarı niteliği taşıyor.