Karadeniz’in dağlık bölgelerinde yapılan bilimsel çalışmalar, doğanın hâlâ sakladığı sırları ortaya çıkarıyor. Hakkari Üniversitesi öncülüğünde yürütülen son araştırmada, Trabzon, Giresun ve Gümüşhane illerinin yüksek kesimlerinde daha önce tanımlanmamış yeni bir çekirge cinsi keşfedildi. “Salmanihippus” adı verilen bu yeni tür, bilim dünyasında büyük yankı uyandırırken, Kastamonu’da yaşayan doğaseverler de “Acaba bu tür ilimizde de görülebilir mi?” sorusuna yanıt aramaya başladı.
Karadeniz Dağlarında Bilimsel Bir Keşif
Hakkari Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yapılan kapsamlı çalışmada, morfolojik ölçümler, ses analizleri ve genetik incelemeler sonucunda yeni bir çekirge cinsinin varlığı ortaya konuldu. Bilim insanları, türün yalnızca belirli dağlık bölgelerde yaşadığını ve habitat olarak yüksek rakımları tercih ettiğini belirtiyor. “Salmanihippus” ismini alan bu cins, Türkiye’de çekirgeler üzerine önemli çalışmalar yapan merhum Prof. Dr. Selahattin Salman’ın anısına adını ondan aldı.
Kastamonu’da da Görülebilir mi?
Keşfin ardından Kastamonu’da birçok vatandaş, bölgedeki doğal alanlarda bu türün izine rastlanıp rastlanmadığını merak etmeye başladı. Uzmanlar, Kastamonu’nun da benzer ekolojik koşullara sahip olduğunu ve ilerleyen dönemde yapılacak arazi çalışmalarıyla bu türün burada da bulunabileceğini belirtiyor. Özellikle Ilgaz Dağları ve Küre Dağları gibi yüksek rakımlı bölgelerin, böylesine endemik türlerin yaşaması için uygun ortamlar barındırdığı ifade ediliyor.
Bilim Dünyasına Katkı ve Anadolu’nun Zenginliği
Yeni çekirge cinsine dair makale, uluslararası saygınlığı yüksek Zootaxa dergisinde yayımlanarak bilim dünyasına tanıtıldı. Araştırmayı yürüten ekip, Anadolu’nun son buzul çağlarından itibaren birçok tür için “biyolojik sığınak” görevi gördüğünü ve bu sayede bölgedeki biyoçeşitliliğin oldukça yüksek olduğunu vurguladı.
Bu keşif, Türkiye’nin doğa zenginliğini bir kez daha gözler önüne sererken, Kastamonu başta olmak üzere Karadeniz’in iç kesimlerinde yapılacak yeni araştırmaların da farklı türleri ortaya çıkarabileceği öngörülüyor. Bilim insanlarına göre, bu bulgu yalnızca bir tür keşfi değil, aynı zamanda Anadolu’nun doğasını koruma konusunda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
