İstanbul 23 Nisan’da art arda meydana gelen depremlerle sarsıldı. En büyüğü 6.2 olmak üzere Marmara Denizi Silivri açıklarında bir saat içinde tam 8 ayrı deprem yaşandı.

Uzmanlar, bu sarsıntıların büyük İstanbul depremi olmadığını belirtse de, "kilitli fay" uyarısı dikkat çekti. Depremler; İstanbul, Tekirdağ, Yalova, Bursa ve Balıkesir’de yoğun şekilde hissedildi. AFAD, an itibarıyla can kaybı ve yıkım olmadığını duyurdu. Ancak bu olay, sadece İstanbul için değil, Anadolu’nun çeşitli bölgeleri için de bir uyarı niteliği taşıyor. Peki, Kastamonu bu gerçeğin ne kadar farkında?

Kastamonu'da Sessiz Tehlike: Geçmiş Unutulmamalı

Kastamonu, ciddi yıkımlara yol açan depremlere tanıklık etmiş bir şehir. Özellikle 27 Kasım 1943 tarihinde meydana gelen Tosya-Ladik Depremi, Kastamonu’nun deprem açısından ne kadar hassas bir bölgede yer aldığını bir kez daha ortaya koymuştu. Bu deprem, Kastamonu’nun güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmiş; büyüklüğü 7.5 ila 7.7 arasında ölçülmüş ve yaklaşık 4.000 can kaybına neden olmuştur. Kentte çok sayıda yapı ya tamamen yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür.

Kastamonu Tosya Ladik Depremi

Sadece bu değil, 1668 ve 1883 yıllarındaki büyük depremler de bölgenin sismik geçmişine dair önemli işaretler sunmaktadır. Bu sarsıntılar sırasında Sinan Bey Camisi, Yakup Ağa Camisi ve İsmail Bey Kervansarayı gibi Kastamonu’nun tarihi yapıları da ciddi biçimde zarar görmüştür. Bu veriler, Kastamonu’nun geçmişte yaşadığı sarsıntıların, bugün alınması gereken önlemler için ne kadar öğretici olduğunu gösteriyor.

Depremler, çoğunlukla Kastamonu’nun güneyinde yer alan Kuzey Anadolu Fay Zonu, Dodurga Fayı, Eldivan–Elmadağ tektonik kaması, Merzifon Fayı ve Taşova–Çorum fay zonu üzerinde meydana gelmektedir. Ayrıca kuzeybatıda, Bartın çevresinde de zaman zaman deprem yoğunlaşmaları yaşanabilmektedir. Bu jeolojik yapı, Kastamonu’yu her ne kadar merkezde düşük riskli gibi gösterse de çevresel faktörlerle birlikte ele alındığında ciddi tehditlerin bulunduğunu göstermektedir.

İstanbul’daki Depremler Kastamonu’ya Uyarı Niteliğinde Tehlike Ne Kadar Yakın

1996 yılında yayımlanan ve halen yürürlükte olan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, Kastamonu kent merkezi 1. derece deprem bölgesinde yer alırken; il genelinin yaklaşık %46’sı 1. derece, %22’si 2. derece, %24’ü 3. derece ve %8’i ise 4. derece deprem bölgesi kapsamındadır. Ancak kent merkezinin yüksek risk taşımasına rağmen, bölgenin depremselliği üzerine yapılmış bilimsel çalışmalar sınırlı sayıda kalmıştır.

Kastamonu Deprem Risk Haritası

Buna karşın, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) güncellenen verilerine göre Kastamonu, Türkiye’de deprem riski en düşük iller arasında yer almakta. AFAD’ın Türkiye Deprem Tehlike Haritası'na göre Kastamonu; Aksaray, Ankara, Antalya, Artvin, Bartın, Edirne, Giresun, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Konya, Mardin, Nevşehir, Niğde, Rize, Samsun, Siirt, Sinop, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak ile birlikte 4. ve 5. derece deprem bölgelerinde bulunan şehirler arasında sayılmaktadır.

Bu durum, Kastamonu’nun deprem riskine dair çelişkili bir tablo çizmesine neden oluyor. Resmi haritalarda düşük risk grubunda yer alsa da hem tarihi veriler hem de aktif fay hatlarına olan yakınlığı, afet bilincinin artırılması ve yapı güvenliğinin sağlanması gerektiğine işaret ediyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı Gölgesinde: Riskli İlçeler Hangileri?

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve AFAD’ın hazırladığı haritalar, Kastamonu’nun özellikle güney ilçelerinde deprem riskinin daha belirgin olduğunu ortaya koyuyor. Merkez, Tosya, Taşköprü, Araç ve İhsangazi gibi ilçeler fay zonları üzerinde yer alıyor. 1996 yılındaki deprem haritasına göre, Kastamonu’nun yaklaşık %46’sı birinci derece deprem bölgesinde bulunuyor.

Her ne kadar AFAD'ın güncel listesine göre Kastamonu, Türkiye’deki görece düşük riskli şehirler arasında yer alsa da, bu durum “risk yok” anlamına gelmiyor.

Afad Kastamonu Deprem Risk Haritası

Depreme Hazırlık: Kastamonu İçin Hayati Adımlar

Bugün İstanbul'da yaşanan depremler, Türkiye’nin genelinde olduğu gibi Kastamonu için de bir uyanış çağrısı olmalı. Eski binaların güçlendirilmesi, yeni yapıların ise deprem yönetmeliklerine uygun şekilde inşa edilmesi, can ve mal güvenliği açısından hayati önem taşıyor. Ayrıca, halkın afet bilinci konusunda bilgilendirilmesi ve düzenli tatbikatlarla bu farkındalığın artırılması gerekiyor.

Unutulmamalıdır ki, deprem değil, hazırlıksızlık öldürür. İstanbul’daki sarsıntılar Kastamonu’yu da uyandırmalı: Tarihi boyunca büyük depremler yaşamış bu şehir, yeniden o günlere dönebilir. Bu nedenle alınacak her önlem, geleceğe güvenle bakmak için atılmış önemli bir adımdır.