Altın piyasası, 2025’in son haftasında yeniden hareketlendi. Hem gram altın hem de ons altın tarafında görülen sert dalgalanmalar, yatırımcıların “2026’da ne olur?” sorusunu erkenden masaya getirdi. Son dönemde rekor seviyelerin konuşulduğu piyasada, geri çekilmeler ve hızlı toparlanmalar aynı anda yaşanınca, beklentiler de daha net bir takvim üzerinden tartışılmaya başladı.
25 Aralık 2025 Perşembe sabahı itibarıyla gram altın 6.170 TL civarında seyrederken, ons altın da 4.479 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Daha önce gram altında 6.235 TL, ons altında ise 4.525 dolar ile zirvelerin test edildiği hatırlatılıyor. Bu tablo, “yükseliş bitti mi, yoksa yeni bir dalga mı geliyor?” sorusunu güçlendirirken, Finans Analisti İslam Memiş’in değerlendirmeleri de yatırımcıların radarına girdi.
Güncel fiyatlarda tablo ne söylüyor?
Yılın son çeyreğinde altın tarafında olağanüstü bir hızlanma görüldü. Piyasada bir yandan “güvenli liman” refleksi, diğer yandan küresel para politikası beklentileri öne çıkıyor. Kısa vadede fiyatların yukarı yönlü denemeler yapması yatırımcıyı cezbediyor; ancak dalga boyu yüksek olduğunda, aynı hızla geri çekilmeler de yaşanabiliyor.

İslam Memiş’e göre son aylarda oluşan fiyatlamanın bir bölümü “köpük” niteliği taşıyor. Memiş, daha önceki yayınlarında gram ve ons tarafında aşırı yükselişlerin ardından hızlı düşüşler görülebileceğine dikkat çektiklerini, nitekim kısa süre içinde ons altın tarafında yaklaşık 500 dolarlık, gram altın tarafında ise 1.000 TL’ye varan geri çekilmeler yaşandığını hatırlatıyor. Bu tür hareketlerin, panikle yapılan alım-satım kararlarını daha riskli hale getirdiğini vurguluyor.
2026 beklentisi: Hedefler ve “5 haneli” ihtimali
İslam Memiş’in 2026 için paylaştığı ana çerçeve, ons altın tarafında 4.800–4.880 dolar bandı; gram altın tarafında ise 8.000 TL seviyesinin hedef konumunda olduğu yönünde. Memiş, olağan dışı gelişmelerin devreye girmesi halinde (örneğin jeopolitik tansiyonun yükselmesi ya da savaş riskinin belirginleşmesi gibi) gram altında 5 haneli rakamların da şaşırtıcı olmayabileceğini belirtiyor. Buradaki vurgu, “tek bir senaryo” yerine, risklerin büyüdüğü bir dünyada altının hızlı fiyatlayabildiği gerçeğine yapılıyor.
Öte yandan Memiş, bu beklentilerin takvimine özellikle dikkat çekiyor: Söz konusu hedeflerin, 2026’nın ilk yarısına kadar olan süreçle daha çok ilişkili olduğunu; yılın ikinci yarısında ise piyasada dengenin değişebileceğini söylüyor. Yani “yıl boyunca düz bir çizgi” değil, dönemsel bir strateji ihtimali öne çıkıyor.
“İlk yarıda yükseliş, ikinci yarıda strateji değişebilir”
Memiş’in altını çizdiği ana noktalardan biri, 2026’nın ikinci yarısında para politikası ve kredi koşullarının farklılaşabileceği beklentisi. Bu senaryoya göre, merkez bankalarının faiz indirim sürecini tamamlaması ve kredi kanallarının daha rahatlaması halinde, yatırımcı ilgisi konut ve otomotiv gibi alanlara yeniden kayabilir. Böyle bir yönelim, altının tek başına “en güçlü seçenek” olduğu algısını zayıflatabilir.
Bu nedenle Memiş, nakit ihtiyacı olmayan yatırımcıların 2026’nın ilk yarısına kadar eldeki pozisyonlarını korumayı tercih edebileceğini, ancak uzun vadeli planları olanların (ev ya da araç alma hedefi bulunanlar gibi) yılın ikinci yarısından itibaren altın ve gümüşte “kademeli” bir azaltma planı düşünmesinin daha rasyonel olabileceğini ifade ediyor. Buradaki “kademeli” vurgusu önemli: Ani kararlar yerine, piyasanın yönüne göre adım adım ilerlemek.
Manipülasyon iddiası, merkez bankaları ve vergi uyarısı
Memiş, son çeyrekteki hızlı yükselişin arka planında yalnızca bireysel talep olmadığını, merkez bankalarının alımlarının da etkili olduğunu savunuyor. Fed’in faiz indirimi beklentileri, küresel belirsizlikler ve bazı büyük ekonomilerde altın talebinin artması gibi faktörlerin fiyatları yukarı taşıdığı görüşünde. Ancak Memiş’e göre “bilerek ve isteyerek şişen” fiyatlar, her zaman sağlıklı bir piyasa işareti olmayabilir.
Bir diğer dikkat çekici başlık ise “vergi” ihtimali. Memiş, dünyada hiçbir ekonomi yönetiminin veya merkez bankasının insanlara kolay yoldan servet kazandırmayı uzun süre tolere etmeyeceğini; yüksek kazancın olduğu yerde düzenleme ve vergilendirme riskinin de artabileceğini dile getiriyor. Bu nedenle altının, güvenli liman özelliğini korusa bile, ilerleyen dönemde cazibesinin bir miktar törpülenebileceği uyarısında bulunuyor.
Not: Bu içerik yatırım tavsiyesi değildir; piyasa yorumudur.





