Eltürk, 70 yıl süren Sovyet hâkimiyetinin, Azerbaycan Türklerinin kimlik mücadelesini bastıramadığını vurguladı.
Eltürk, Türklüğün Azerbaycan’da derin tarihî köklere sahip olduğunu belirterek, “Sözün sonu Türk ile bitiyorsa, ondan korkmaya gerek yok. Bu, aynı zamanda özüne dönüş demektir. Bir zamanlar coğrafi bir kavram olarak kullanılan kelime, tarihî-siyasî ve sosyo-kültürel etkilerle millî bir kimliğe dönüşebiliyor,” ifadelerini kullandı.
Çarlık Döneminde ‘Tatar’ Adı Kullanıldı
Elnur Eltürk, 19. yüzyılda Çarlık Rusyası’nda Azerbaycan Türklerine “Tatar” denildiğini hatırlatarak, bunun aslında Türk kimliğine bir işaret olduğunu söyledi. “19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında millî fikirler, Türkçülük düşünceleri güçlenmeye başladı. Millî ideologlarımız tarafından tutarlı bir çizgi benimsendi ve bu fikirler basın organlarında da tartışılmaya başlandı,” dedi.
Eltürk, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin kurucularından Mehmet Emin Resulzade’nin Türkçülük düşüncesini açık şekilde savunduğunu hatırlattı. “Resulzade, 1913 yılında ‘Açık Söz’ gazetesine yazdığı makalede ‘Müsavat Partisi Türkçülüğü esas almalıdır’ diyordu. Nitekim bu düşünce beş yıl sonra kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin devlet bayrağına da yansıdı. Bayrağın gök rengi, Türklüğümüze resmî bir dönüşün sembolü oldu,” şeklinde konuştu.
“Atalarımız Bizi Tarihimizden Koparmadı”
Elnur Eltürk, Sovyetler Birliği’nin ideolojik baskısına rağmen Azerbaycan’da Türk kimliğinin korunmaya devam ettiğini vurguladı. “Atalarımız, bu ideolojik çizgiyi bayrağımıza taşıyarak bizi tarihimizden koparmamaya davet ettiler. 70 yıl süren Sovyet İmparatorluğu dahi bunun önüne geçemedi. Gizli de olsa, Türklüğümüzü yaşatan insanlarımız vardı,” dedi.
Eltürk, günümüzde de Türk dünyasının birlik ve dayanışma bilincinin diaspora çalışmalarıyla daha da güçlendiğini ifade ederek, tarihî hafızanın korunmasının önemine dikkat çekti.