Özellikle büyük şehirlerde 19 litrelik damacana su fiyatları adeta el yakıyor. İstanbul’da resmi tarifelerde 110 TL olarak belirlenen fiyat, piyasada 135 TL’den başlayıp bazı markalarda 190–195 TL seviyesine kadar çıkıyor. Boş damacanası olmayan tüketiciler içinse tablo daha da ağır: Bazı dağıtımcılar iade edilmemiş damacanalar için 250–300 TL’ye varan ek ücret talep ediyor.

Maliyet Düşük, Fiyat Yüksek

Sektör temsilcileri, su fiyatlarındaki bu artışın büyük kısmının gerçek üretim maliyetlerinden kaynaklanmadığını belirtiyor. Türkiye Gazetesi’nin aktardığı verilere göre, bir damacananın içinde yer alan suyun gerçek maliyeti satış fiyatının yalnızca yüzde 1 ila 3’ünü oluşturuyor. Yani 150 TL’ye satılan bir damacananın içindeki suyun maliyeti aslında 1,5–3 TL civarında. Geriye kalan tutar ise ambalaj, pazarlama, dağıtım, depo ve hizmet giderlerine gidiyor.

Ancak dikkat çekici olan nokta şu: Nakliye, depolama ve personel giderlerinde son bir yılda ciddi bir artış yaşanmadı. Buna rağmen ambalajlı su fiyatlarının hızla yükselmesi, fiyat politikalarının tüketici nezdinde sorgulanmasına yol açıyor.

Restoranlarda Suya Yüzde 500’e Varan Kâr Marjı

Fahiş fiyat tartışması yalnızca damacana suyla sınırlı değil. Restoran ve işletmelerde satılan küçük ambalajlı sular da gündemde. Bazı restoranlarda 330 mililitrelik küçük şişelerin 30 TL ile 90 TL arasında satıldığı, bu rakamların kimi örneklerde yüzde 500’ü aşan kâr marjı anlamına geldiği belirtiliyor.

Bu durum üzerine Ticaret Bakanlığı, ülke genelinde denetimlerini sıklaştırdı. Bakanlık yetkilileri, özellikle tüketiciyi mağdur eden ve piyasa dengesini bozan fahiş fiyat uygulamalarına karşı gerekli yaptırımların uygulanacağını bildirdi.

Eve Teslim Suda Fiyat Farkı Tüketiciyi Rahatsız Ediyor

Bir diğer dikkat çeken konu ise satış kanalları arasındaki fiyat farkı. Toptan satış noktalarında 19 litrelik damacananın “gel-al” fiyatı 35 TL’ye kadar düşerken, aynı ürünün eve teslim edilmesi durumunda fiyatın 4–5 kat artarak 150 TL civarına çıktığı görülüyor.

Tüketiciler, bu farkı “hizmet bedeli” olarak kabul etseler de, birçok kişi yüksek teslimat ücretlerinden şikâyetçi. Özellikle düzenli olarak damacana su kullanan haneler için aylık su giderleri ciddi seviyelere ulaşmış durumda.

Artışların Sürdürülebilirliği Tartışılıyor

Uzmanlara göre, su üretim maliyetlerinin düşük olmasına rağmen fiyatların sürekli artması, hem piyasada rekabeti hem de tüketici güvenini olumsuz etkiliyor. Sektördeki bazı firmaların fiyat artışlarını fırsatçılığa çevirdiği yorumları yapılırken, tüketiciler daha şeffaf ve adil bir fiyatlandırma politikası talep ediyor.

Giderek artan ambalajlı su fiyatları karşısında birçok vatandaş musluk suyunu arıtarak kullanmayı ya da daha uygun markalara yönelmeyi tercih etmeye başladı. Ancak genel beklenti, fiyatların düşmesi değil, mevcut seyrini koruyarak artışın devam edeceği yönünde.

Kaynak: Türkiye Gazetesi