Kuzey Anadolu’nun idari hafızasında önemli bir yere sahip olan Kastamonu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Karadeniz hinterlandının yönetim merkeziydi. Bugün birçok ilin temel idari geçmişi Kastamonu’ya dayanıyor. Bunların başında ise, 1924 yılında bu vilayetten ayrılarak bağımsız il haline gelen Sinop geliyor.
Kastamonu, Karadeniz’in İdari Merkeziydi
Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte Osmanlı idari yapısı yeniden şekillenirken, Kastamonu bu dönüşümde merkezi bir vilayet olarak öne çıktı. Sinop, o dönemde Kastamonu Vilayeti’ne bağlı sancaklardan biri olarak yönetiliyordu. Kastamonu’nun geniş idari ağı; sahil kentleriyle iç bölgeleri birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyordu. Özellikle ticaret, güvenlik ve ulaşım konularında Sinop’un yönetimi, Kastamonu merkezli olarak yürütülüyordu.
Kastamonu’nun bürokratik ağı, yalnızca kendi sınırları içinde değil; Samsun, Çankırı ve Sinop gibi bölgelerde de idari disiplinin sağlanmasında belirleyici bir rol oynadı. Bu dönemde Sinop’un limanı, Kastamonu ekonomisi için dış ticaretin kapısı niteliğindeydi.
Cumhuriyet Dönemiyle Ayrı Yollar
Cumhuriyet’in ilanından sonra ülke genelinde idari yapı sadeleştirildi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi hedeflendi. Bu kapsamda 1924 yılında yapılan düzenleme ile Sinop, Kastamonu’dan ayrılarak bağımsız bir il statüsüne kavuştu.

Bu karar, Kastamonu’nun tarihsel etkisini azaltmadı; tam tersine, bölge yönetiminde oynadığı öncü rolü daha da belirgin hale getirdi. Sinop’un il oluşu, Kastamonu’nun yüzyıllardır süren idari deneyiminin bir sonucu olarak da değerlendirilebilir. Çünkü Kastamonu, bu tür bölgesel yapıların olgunlaşmasında yönlendirici bir merkezdi.
Kastamonu’nun Mirası Yaşıyor
Bugün Kastamonu, yalnızca kendi sınırları içinde değil; geçmişte idari olarak bağlı bulunan bölgelerde de izleri hissedilen köklü bir şehir olma özelliğini sürdürüyor. Sinop’un 1924’teki ayrılışı, iki şehir arasında bir kopuş değil, Kastamonu’nun yetiştirdiği idari kültürün Karadeniz’in diğer köşelerine taşınmasının bir göstergesiydi.





